 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1988/1310
K: 1988/3570
T: 28.03.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıya ait işyerinde 30.12.1985 tarihinde imzalanan ve 1.3.1985 ile 28.2.1987 tarihleri arasında uygulamakta olan toplu iş sözleşmesinden dayanışma aidatı ödemeye başladığı ve dilekçe ile başvuruda bulunduğu 1.3.1985 tarihinden itibaren yararlandırılması gerektiği halde, işverence, bu toplu iş sözleşmesinin imzalandığı 30.12.1985 tarihinden sonra yararlandırıldığını ileri sürerek, 1.3.1985-31.12.1985 tarihleri arasındaki 10 aylık süre için toplu iş sözleşmesine dayalı işçilik haklarının ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
2822 sayılı Kanun'un 9. maddesinde, toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikası üyelerinin yararlanacağı belirtildikten sonra, yürürlük tarihinden itibaren yararlanma toplu iş sözleşmesinin imzaladığı tarihte üye olma şartına bağlanmıştır. Bu itibarla, toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte taraf sendikaya üye olmayanlar, imza tarihinden geriye gidilerek sözleşmenin yürürlük tarihinden başlamak üzere toplu iş sözleşmesinden yararlanamazlar. Böyle olunca, dayanışma aidatı ödemek suretiyle, sözleşmeden yararlanmak isteyenlerin geçmişe yönelik olarak toplu iş sözleşmesinden yararlanmaları düşünülemez. Öte yandan anılan hüküm gereğince, dayanışma aidatı ödemek suretiyle sözleşmeden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. Talebin ise, ancak sözleşmenin imzalanmasından sonra yapılabileceği madde içeriğinden anlaşıldığı gibi, dairemizin yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir.
Kaldı ki, sözü edilen toplu iş sözleşmesinin 6/c. maddesinde açıkca, "İşbu toplu iş sözleşmesinden dayanışma aidatı ödeyerek yararlanmak isteyen işçilerin ancak imza tarihinden sonra ve işverene başvuruda bulundukları tarihten itibaren yararlanabilecekleri" vurgulanmıştır. Bu durumda ve az önce anılan 9. maddenin emredici hükmü karşısında, işverenin, tek taraflı olarak aksine bir uygulamayı düşünmesi ve bu yolda Yönetim Kurulu'ndan karar almış olması hukuken bağlayıcı sonuç doğurmaz. Gerçekten 2821 sayılı Kanun'un 36.maddesi uyarınca, işverenin sözleşmeye taraf sendika üyesi olmayanlara sendikanın yazılı muvafakatı olmadıkça toplu iş sözleşmesinin 6/c.ve 2822 sayılı Kanun'un 9.cu maddelerin aykırı şekilde bir uygulama yapması mümkün değildir.
Mahkemece bütün bu yönler gözetilmeden yazılı düşünce ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, 28.3.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.