 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1988/10988
K: 1988/11005
T: 21.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm, süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 7.1.1958 - 21.9.1967 tarihleri arasındaki davalı Kurumu'nda geçen hizmetinin işyeri dışında işlenen bir suçtan dolayı kıdem tazminatı hesabında nazara alınmadığından bahisle, eksik kıdem tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bu süre içersindeki çalışmanın 21.9.1967 tarihli istifa sebebiyle sona ermesi nedeniyle kıdem tazminatı hesabında nazara alınamayacağından dava reddedilmiştir.
Gerçekten davacının şahsi sicil dosyasındaki 25.9.1986 tarihli Fabrika Müdürlüğü'nün yazısında; davacının işyerine 7.1.1958 tarihinde girdiği, işyeri dışında işlediği bir suçtan dolayı 21.6.1967 tarihinde tutuklandığı, 5.8.1967 tarihinde başvurması üzerine 21.6.1967 tarihinden geçerli olmak üzere toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre 3 ay süre ile tutukluluk isni verildiği, bu sürenin bitiminde 21.9.1967 tarihli dilekçe ile tutukluluk sebebiyle istifa etmek mecburiyetinde kaldığını bildirerek işine son verilmesini istediğini daha sonra 19.5.1974 tarihinde tahliye edilerek, tekrar 8.8.1987 tarihinde işe alınmış olduğu, ve çalışması sonucunda 24.8.1974 tarihinde emekli olmak suretiyle işyerinden ayrıldığı belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacının tutuklu bulunduğu sırada zorunlu olarak verdiği anlaşılan istifa dilekçesi üzerine hizmet sözleşmesi son bulmuş ise de; tutukluluk halinin sona ermesinden hemen sonra müracaatı üzerine işe alındığına göre davacının iyi niyetle vermiş olduğu istifasının gerçek anlamda istifa olarak kabulü isabetli olamaz. Bu durumda 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/4. maddesine göre kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmek suretiyle kıdem tazminatının hesap edilmesi gerekmektedir. Mahkemenin olayda istifa sebebiyle iş aktinin sona erdiğinden bahisle bu sürenin kıdem tazminatında nazar alınmayacağından söz ederek davanın reddine karar verilmesi Yargıtay içtihatlarına aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 21.11.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi