 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 2006/4451
K: 2006/4355
T: 19.07.2006
LEHE KANUN UYGULAMASI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti : 5252 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince yapılan lehe yasa değerlendirmesinin, gerek kesinleşen ilk kararda gerekse talep üzerine verilen temyize konu kararda teşdit uygulanması nedeniyle takdire ilişkin hususlarda gözönüne alınmak suretiyle, uygulama yapılması karşısında, anılan maddede öngörülen lehe olan hükümlerin derhal uygulanabilmesi koşullarının oluşmaması nedeniyle duruşma açılarak yapılması gerekir.
Ayrıca suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasanın ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması gerekir. Yine 765 sayılı TCK'ya göre hükmolunan ceza ile 5237 sayılı TCK'ya göre hükmedilecek ceza belirlendikten sonra, hükümlünün lehine olan yasanın tespiti ile lehe yasanın bir bütün halinde uygulanması ve durumun gerekçeye de yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerekir.
(5237 s. TCK m. 7)
(5252 s. TCKYK m. 9)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- 5252 sayılı Yasanın 9. maddesi uyarınca yapılan lehe yasa değerlendirmesinin, gerek kesinleşen ilk kararda gerekse talep üzerine verilen temyize konu kararda teşdit uygulanması nedeniyle takdire ilişkin hususlarda göz önüne alınmak suretiyle uygulama yapılması karşısında anılan maddede öngörülen lehe olan hükümlerin derhal uygulanabilmesi koşullarının oluşmaması nedeniyle duruşma açılarak yapılması, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2 ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasanın ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve 765 sayılı TCK.nuna göre hükmolunan ceza ile 5237 sayılı TCK.nuna göre hükmedilecek ceza belirlendikten sonra hükümlünün lehine olan yasanın tespiti ile lehe yasanın bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun gerekçeye de yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre de;
- 4786 sayılı Kanunla 647 sayılı Kanunun 5. maddesine eklenen 5. fıkra hükmü ile getirilen gecikme zammının, 647 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5275 sayılı, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda öngörülmediği bu nedenle hükümlü hakkında uygulanamayacağının düşünülmemesi,
- 5252 sayılı, Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5. maddesi uyarınca hükümlü hakkında tayin olunan Ağır Para Cezasının Adli Para Cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
- 5335 sayılı Kanunun 22. maddesi ile 5083 sayılı Kanunun 2. maddesine eklenen son fıkradaki düzenleme karşısında hükmolunan para nemasının 1 YTL.nin altında kalan tutarların hesaba katılmamasının gerekmesi,
Kanuna aykırı, hükümlü müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre; 13.11.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanıp aynı gün yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanunun 10. maddesi hükmü uyarınca hükümlü hakkında infazın durdurulmasına yakalanarak hükmün infazına başlanmış ise başka suçtan hükümlü veya tutuklu değilse derhal tahliyesi için Yargıtay C.Başsavcılığına yazı yazılmasına 19.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.