 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 2005/6746
K: 2005/8599
T: 10.11.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: 765 sayılı TCKnun 31 ve 33. maddelerinin ağır hapis cezasının kanuni sonucu olarak uygulanabileceği, hükümlü hakkında daha önce tayin olunan müebbet ağır hapis cezasının 5252 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına dönüştürülmüş olması karşısında, anılan yasa maddelerinin uygulama olanağı olmadığı gibi, 5252 sayılı Kanunun 9. maddesinin 3. fıkrası uyarınca lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceğinden suç ve cezaların tespitine ilişkin 765 sayılı TCK. hükümleri uygulanarak hükmolunan sonuç ceza ile 5237 sayılı TCK.nun suç ve yaptırımlara ilişkin hükümleri karşılaştırılarak lehe yasanın tespiti ve daha sonra da tedbir, erteleme ve hapis cezasının yasal sonucu olarak belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hükümleri düzenleyen 674 sayılı Kanun ile 765 sayılı Kanunun konuya ilişkin hükümleri ile 5237 sayılı Kanunun infaza ilişkin 50-60. maddeleri karşılaştırılmak suretiyle, bu konudaki lehe hükümlerin belirlenmesi gerekmekte olup, bu durumda da hükümlü hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır.
(765 s. TCK. m. 31,33)
(5237 s. TCK. m. 50, 53, 60)
(5252 s. TCKYK. m. 6, 9)
Kararın niteliğine göre; hükmün özüne etkili olması nedeniyle temyiz yeteneği olduğu kabul edilerek yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkın-
da Kanunun 9. maddesinin amaç ve kapsamı nazara alındığında Yasanın tanıdığı yetkiye dayanılarak evrak üzerinden inceleme yapılması suretiyle karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin inceleme sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, hükümlünün yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine. Ancak;
765 sayılı TCK.nun 31 ve 33. maddelerinin ağır hapis cezasının kanuni sonucu olarak uygulanabileceği, hükümlü hakkında daha önce tayin olunan müebbet ağır hapis cezasının 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına dönüştürülmüş olması karşısında anılan Yasa maddelerinin uygulama olanağı olmadığı gibi, 5252 sayılı Yasanın 9. maddesinin 3. fıkrası uyarınca lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceğinden suç ve cezaların tespitine ilişkin 765 sayılı TCK. hükümleri uygulanarak hükmolunan sonuç ceza ile 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun suç ve yaptırımlara ilişkin hükümleri karşılaştırılarak lehe yasanın tespiti ve daha sonra da tedbir, erteleme ve hapis cezasının yasal sonucu olarak belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hükümleri düzenleyen 647 sayılı Yasa ile 765 sayılı Yasanın konuya ilişkin hükümleri ile 5237 sayılı Yasanın infaza ilişkin 50-60. maddeleri karşılaştırılmak suretiyle, bu konudaki lehe hükmün belirlenmesi gerekmekte olup bu durumda da hükümlü hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden re'sen de temyize tabi olan hükmün BOZULMASINA, ancak; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK.nun 322. maddesi uyarınca ve 5237 sayılı Yasanın 53. maddesi ile ilgili olarak her zaman karar alınmasının mümkün bulunduğu da gözetilerek, TCK.nun 31, 33. maddelerinin uygulanmasına ilişkin ibarenin esas karardan çıkarılmasına denilmek suretiyle hükmün (DÜZELTİLEREK ONANMASINA), 10.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.