 |
T.C
YARGITAY
9. CEZA DAİRESİ
E: 2004/1507
K: 2004/3878
T: 12.07.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- AKIL HASTALIĞININ YARGILAMAYA ETKİSİ
- AKIL HASTASININ İYİLEŞTİKTEN SONRA YARGILANABİLECEĞİ
1412 s. CMUK/253
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını ilgaya teşebbüs suçundan sanık A.G., silahlı çetenin sair efradı olmaktan sanıklar Y.A. ve A.E.; silahlı çete mensuplarına hal ve sıfatlarını bilerek yardım ve yataklık yapmak suçundan sanıklar E.A.Ö. ve H.B.nin yapılan yargılamaları sonunda; Mahkumiyetlerine dair, sanık A.G. yönünden re'sen de temyize tabi olan hükmün duruşmah olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası C. Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen sanık E.A.O. vekilinin duruşmaya gelmediği ve bir mazeret de bildirmediği anlaşılmakla adı geçen sanık hakkında duruşmasız, diğer sanıklar hakkında ise duruşmah olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar A.E. ve E.A.Ö.nün suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz dilekçeleri ile sanık A.E. vekilinin duruşmah incelemede ileri sürdüğü temyiz itirazlarının reddiyle, bu sanıklara ilişkin hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
- Diğer sanıklarla ilgili temyizlere gelince;
1) Sanık A.G. ile ilgili olarak yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,
Ancak;
TCK.nun 146/1 ve 4771 sayılı Yasanın l/A maddeleri uyarınca tayin olunan idam cezasından dönüştürülmüş müebbet ağır hapis cezasından TCK.nun 59. maddesiyle indirim yapılırken, 4771 sayılı Yasanın 1. maddesinin A/a bendi uyarınca idam cezasına ilişkin hükümlerin saklı tutulması nedeniyle, indirim idam cezası üzerinden yapılıp sonuçta yine müebbet ağır hapis cezasına hükmedilmiş ise de; hükümden sonra 22.5.2004 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5170 sayılı Yasanın 5. maddesi ile Anayasanın 38. maddesinin 10.fıkrası değiştirilerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 13 nolu protokol doğrultusunda ölüm cezasının kaldırılmış olması nedeniyle bu amir hüküm karşısında 4771 sayılı Yasanın idam cezasını saklı tutan hükümlerinin yeniden değerlendirilerek buna göre uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş,
2) Sanık Y.A.ya ilişkin temyize gelince;
a- Dosyaya içerisindeki, sanığın akıl hastası olduğuna dair Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 14.3.2003 tarihli raporu karşısında sanık hakkında muhakemeye devama ve ceza tertip etmeye Yasal olarak olanak bulunmadığından CMUK.nun 253.maddesi uyarınca "muhakemenin durmasına" hükmedilip, sanık bir akıl hastalıkları hastanesinde muhafaza ve müşahade ve tedavi altına alınarak, amaca uygun aralıklarla salaha ulaşıp ulaşmadığı sorulup tıbben saptanarak, salaha kavuştuğu bildirildiğinde durma işlemine son verilip yargılanmasının başlatılması, iyileştiğinin tıbbi raporla belirlenmesini takiben sanığın hukuki durumu değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
b- Kabul ve uygulamaya göre de;
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarmca düzenlenen ekspertiz raporlarına itiraz edilmiş olması nedeniyle ele geçirilen dokümanların sanığın eli mahsulü olup olmadığının, ayrıca saç kılının sanığa ait bulunup bulunmadığının, kesin olarak saptanması için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
3) Sanık H.B.nin savunmasının aksine cezalandırılmasını gerektirir kesin ve inandırıcı somut deliller bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraati yerine yazılı gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık H.B. ile sanıklar vekillerinin temyiz dilekçeleri ve sanıklar A.G., Y.A. vekilleri ile sanık H.B.nin duruşmalı incelemede ileri sürdükleri temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanık A.G. yönünden re'sen de temyize tabi olan hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA 12.7.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.