 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E. 1993/6
K. 1993/94
T. 20.1.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TESCİL OLUNAN CEZANIN İNFAZI
ONSEKİZ YAŞINDAN KUÇUKLERIN PARA CEZALARINA 3787 SAYILI KANUNUN UYGULANMASI
KARAR ÖZETİ Sanık Ender'in TCK.nun 491/4-son, 522, 461, 55/3. maddeleri uyarınca mahkum olduğu 2ay 20 günlük hapis cezası 19.800.- TL. ağır para cezasına çevrilerek ertelendiği, başka bir suçtan hüküm giymesiyle bu cezasının da TCK.nun 95/2. maddesine göre infazına karar verildiği anlaşıldığından; 647 sayılı Yasanın 5. maddesi gereği hapse çevrilemeyen ve 100.000 TL.yi aşmayan bu cezanın 3787 sayılı Yasanın 12/2.maddesine göre tahsiline olanak yoktur.
(765 s. TCK. m. 95/2,491/4-son, 461,522,55/3)
(647 s. CİK. m. 4,5/6-son)
(3787 s. MAK. m. 12/2)
Silahlı çetenin sair efradı olmak, silahlı çete mensuplarınayardım suçlarından sanık Ender'in cezalandırılmasına dair, (İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi)nin 28.5.1992 gün ve 1991/104-1992/30 sayılı kararı ile İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesince sanığa daha Önce verilip kesinleşen 28.12.1988 gün ve 1988/791-1047 sayılı kararına konu 1 yıl, 5 ay, 23 gün hapis ve 19.800 lira ağır para cezasının TCK. nun 95/2. maddesi uyarınca infazına mütedair kararda bahsi geçen para cezasının 3787 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca infazıyla ilgili Cumhuriyet Savcısının talebinin kabulüne ve tahsilinden vazgeçilmesine ilişkin İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15.7.1992 gün ve 1992/207 Müt. sayılı kararın,
3787 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Tahsilatının Hızlandırılması ve Matrah Arttırımı Hakkındaki Kanunun 12. maddesinin ikinci fıkrası hükmü muvacehesinde anılan para cezasının mezkur kanun kapsamından olmadığı gözetilmeden yazılı olduğu şekilde karar ittihazında isabet görülmediğinden bahisle CMUK.nun 343. maddesi gereğince bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı'nın 29.12.1992 gün ve 51610 sayılı yazılı emrine atfen C. Başsavcılığı'nın 5.1.1993 gün ve Y.E. 1134-105137 sayılı tebliğnamesi ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelendi:
3787 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Tahsilatının Hızlandırılması ve Matrah Artırımı Hakkında Kanunun 12. maddesinin 2. fıkrası, bu kanunun yürürlüğe girdiği 3 Nisan 1992 itibariyle ödenmesi gerektiği halde ödenmemiş bulunan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren ve miktarı 200.000 lirayı aşmayan trafik para cezaları ile miktarı 100.000 lirayı aşmayan diğer para cezalarının (1615 sayılı Kanun uyarınca tahsili gereken para cezaları hariç) tahsilinden vazgeçilir hükmünü,
647 sayılı Kanunun 5. maddesinin 6. fıkrasının 2. cümlesi; "Haklarında Türk Ceza Kanununun 54 ve 55. maddeleri ile 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında 12. maddesi uygulanmak suretiyle hüküm giyenlerin para cezaları kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilmiş olsa bile hapse çevrilemez. Bu takdirde maddenin son fıkrası hükümleri uygulanır" hükmünü, son fıkrası ise "çektirilen hapis süresi para cezasını tamamiyle karşılamamış olursa geri kalan paranın tahsili için ilam Cumhuriyet Savcılığınca mahallin en büyük mal memurluğuna verilir ve Mal Memurluğunca, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre infaz edilir hükmünü taşımaktadır.
Her ne kadar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesinin 2. fıkrasında, Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekli ve hapse tahvili hakkında hükümler mahfuzdur, şeklinde bir düzenleme söz konusuysa da aynı kanunun 2. maddesinde "muhtelif Kanunlarda Tahsili Emsal Kanununa göre tahsil edileceği bildirilen her çeşit alacaklar hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur" hükmü yer almaktadır.
Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ışığında somut olayda Ender'in İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kesinleşen 28.2.1988 gün ve 1988/1047-791 sayılı ilamıyla TCK.nun 491/4-son, 461, 522, 55/3. maddeleri uyarınca 2 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırıldığı, bu cezasının yaşı nedeniyle 647 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca 19.800 lira ağır para cezasına çevrilerek ertelendiği, para cezasının ödenmeme halinde hapis cezasına dönüştürülmesinin mümkün bulunmaması karşısında Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre infazı gereken bir alacak haline dönüştüğü ve miktarı itibariyle de 3787 sayılı Kanunun 12. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca tahsiline olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle yazılı emre davalı tebliğnamedeki bozma isteği yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdiine, 20.1.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.