 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
Esas No: 1993/5290
Karar No: 1994/1395
Tarih: 21.03.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Basın yoluyla devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine propaganda yapmak ve halkı ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek suçlarından sanık İsmail Beşikçi ile halkı ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmekten sanık Ünsal Öztürk'ün yapılan yargılamaları sonunda; Mahkumiyetlerine dair ANKARA Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 2.7.1993 gün ve 1991/128 esas, 1993/70 karar sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi C.Savcısı ile sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş ve sanıklardan İsmail Beşikçi vekilince incelemenin duruşmalı olarak yapılması talep edilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Sanıklara, TCK.nun 312/2. maddesi uyarınca halkı ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek suçundan dolayı verilen cezanın nev'i ve süresine göre vekillerinin bu suçtan kurulan hükme ilişkin duruşmalı inceleme isteğinin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
Sanık İsmail Beşikçi hakkında Doğu Anadolu'nun Düzeni-Sosyo Ekonomik ve Etnik Temeller I başlığıyla yayınlanan kitap nedeniyle verilen beraat kararı Cumhuriyet Savcısının temyiz dilekçesinin kapsamına göre inceleme dışı bırakılmıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan kanıtlara, mahkemenin kanaat ve takdirine göre, sanıklar ve vekillerinin temyiz dilekçeleri ile sanık İsmail Beşikçi ve vekilinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdükleri tüm, Cumhuriyet Savcısının ise sair temyiz itirazları yerinde görülmemişse de;
I- Yazarı sanık İsmail Beşikçi, sahip ve yayınlatanı diğer sanık Ünsal Öztürk olan:
A-a) Zihnimizdeki Karakolların Yıkılması-Yargılama Süreçleri ve Özgürleşme,
b) Cumhuriyet Halk Fırkasının Tüzüğü (1927) ve Kürt Sorunu,
c) Doğu Anadolu'nun Düzeni-Sosyo Ekonomik ve Etnik Temeller II başlığıyla yayınlanan kitapların gerek bir bütün halindeki kapsamları, gerekse bölümleri içerisindeki değişik ifadelerle ve temelde Kürtlerin ayrı bir ulus olduğuna, halen de sürdürülen Kemalist İdeoloji nedeniyle Türkiye tarafından bir sömürge olarak kullanıldığına ilişkin süreklilik arz eden belirlemeler itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef olan yazılı propagandayı içerdiklerinin gözetilmemesi,
B-a) Türk Tarih Tezi, Güneş-Dil Teorisi ve Kürt Sorunu,
b) Bilim-Resmi İdeoloji, Devlet-Demokrasi ve Kürt sorunu,
c) Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi başlığıyla yayınlanan kitaplarda gerek bir bütün halindeki, gerekse bölümlerindeki belirleme ve yinelemeler itibariyle bölücülük propagandasını içerdikleri halde bu kitaplardan dolayı oluşan suçların yazılı şekilde nitelendirilmesi,
II- Sanıklara isnat olunan suçlar, basın yoluyla işlenmişlerdir. Somut olayda sanıklardan İsmail Beşikçi, mevkute niteliğine girmeyen kitapların yazarı sanık Ünsal Öztürk hem sahibi hem de yayınlatanı durumunda olup, Basın Kanunun 16. maddesinin 4. bendi uyarınca cezai yönünden sorumlulukları mevcuttur. Sanık Ünsal Öztürk'ün Anayasa Mahkemesinin 31.3.1992 gün ve E.1991/18, K. 1992/20 sayılı iptal kararıyla gayrimevkutenin sahibi olma sıfatından doğan sorumluluğu ortadan kalmışsa da, yayınlatan sıfatıyla cezai sorumluluğunun devam ettiğinde, Basın Kanunun 16. maddesinden Kaynaklanan bu sorumluluğunun suç unsurları itibariyle 3713 sayılı Yasanın 8. maddesinin 1. fıkrası kapsamında değerlendirme zorunluluğu bulundnuğunda; Ancak; Basın Kanununda mevkutelerin yazı işleri müdürleriyle, mevkute tanımına girmeyen basılı eserlerin yayınlatanları arasında sorumluluk yönünden fark gözetilmemiş olması, hakkaniyet ve neshafet kuralları nedeniyle mevkute tanımına girmeyen basılı eserlerin yayınlatanları hakkında 8. maddesinin 1. fıkrası yerine 2. fıkrasının son cümlesi uyarınca ceza tayini gerektiğinde kuşku yoktur.
Yine Basın Kanunun 3/son maddesi hükmüne göre, basın suçu neşir ile vücud bulmakta, diğer bir deyişle suç o anda gerçekleşmektedir. TCK.nun 80. maddesinde "Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak Kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi" biçiminde tanımlanan "müteselsil suç" Yargıtay'ın süreklilik gösteren kararlarında da belirtildiği gibi, suçta hukuki kesinti usule getiren iddianamenin düzenlenmesine kadar devam eder. Bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemler ayrı bağımsız suçların konusu olurlar.
Yukarıdaki değerlendirmeler, (I) nolu bozma nedeni birlikte ele alınıp kitapların yayınlandıkları ve iddianamelerin düzenlendikleri tarihler de göz önünde bulundurulduğunda, sanıklar hakkında 3.9.1991, 23.12.1991, 20.4.1992 ve 24.7.1992 günlü iddianameler nedeniyle kendi içlerinde TCK.nun 80. maddesi hükmünün de nazara alınması suretiyle 3712 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca dört kez ceza tayini gerektiğinin düşünülmemesi. III- Sanık Ünsal Öztürk hakkında, zihnimizdeki Karakolların yıkılması-Yargılama Süreçleri ve Özgürleşme, Cumhuriyet Halk Fırkasının Tüzüğü (1927) ve Kürt Sorunu, Doğu Anadolu'nun Düzeni-Sosyo Ekonomik ve Etnik Temeller I ve II adlı kitaplar nedeniyle açılmış bulunan kamu davaları yönünden hüküm kurulmaması,
IV- Kürdistan üzerinde Emperyalist Bölüşüm Mücadelesi isimli kitabın yayınlanma tarihine göre sanık İsmail Beşikçi'ye hükmolunan temel ağır para cezasının 3506 sayılı Kanunla, TCK.na eklenen ek-2 madde uyarınca misil arttırımına tabi tutulmaması,
SONUÇ : Kanuna aykırı ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanıklar hakkındaki hükümlerin sonuç ta istem gibi BOZULMASINA, 21.3.1994 gününde oybirliği ile karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ
21.3.1994 gününde verilen işbu karar Yargıtay C.Savcısı Mehmet Marsuroğlu'nun huzurunda, duruşmada sanığın savunmasını yapmış bulunan Av.Celal Vural'ın yokluğunda 23.3.1994 günü usulen ve açık olarak tefhim olundu.