 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1992/8125
K: 1992/7558
T: 14.09.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunmaktan sanık Ali İhsan Kıtay'ın yapılan yargılaması sonunda; Suç vasfında vaki değişiklik nedeniyle silahlı çetenin sair efradı olmaktan dolayı TCK.nun 168/2, 59 ve 3713 Sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince oniki yıl altı ay ağır hapis cezası ile mahkumiyetine dair ERZİNCAN Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 20.2.1992 gün ve 1992/258 esas, 1992/23 karar sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık ile C. Savcısı tarafından istenilmiş ve sanık yönünden incelemenin duruşmalı olarak yapılması talep edilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle, vaki tebligata rağmen duruşmaya vekil göndermeyen ve bir mazeret de bildirmeyen sanık hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya münderecatına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak;
Oluş ve toplanan delillere uygun olara sanığın sübutu kabul edilen PTT'ye ait malzemelerin binadan çıkartılıp yakılması ve ağır tehlike sonucunu doğuracak boyut ve öneme ulaşmayan güvenlik timiyle silahlı çatışmaya girişmek eylemlerinin işlenme şekli, zamanı ve diğer özellikleri itibariyle TCK.nun 125. maddesindeki suçun icra hareketi olarak nitelemenin mümkün bulunmadığı, bu eylemlerin silahlı çetenin sair efradı olmak suçundan ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğunun kabulü gerektiği, bu duruma göre iddianamenin kapsamı da nazara alınarak CMUK.nun 258. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınıp sözü edilen suçlardan da mahkumiyet kararı verilmesinde zorunluk bulunduğu gözetilmeden, yazılı düşüncelerle yalnızca TCK.nun 168/2. maddesindeki suçtan ceza tayini,
SONUÇ : Kanuna aykırı ve C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14.9.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.