 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1990/3905
K: 1991/320
T: 25.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemlerde bulunmaktan sanıklar Tarhan Geçgel, İsmail Tetik ve Ramazan Cakasın'ın yapılan yargılamaları sonunda; Mahkumiyetlerine dair DİYARBAKIR 2. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 26.10.1990 gün ve 1989/1 esas, 1990/293 karar sayılı resen temyize tabi hükmün Yargıtayca incelenmesi C. Savcısı ve sanıklar vekili tarafından istenilmiş ve sanıklarca incelemenin duruşmalı olarak yapılması talep edilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tesbit edildi.
C. Savcısının suçun mahkemece belirlenen vasfı itibariyle sanıkların asli fail yerine fer'i fail sayılarak cezalandırılmalarının isabetsizliğine değinen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Sanıklar vekilinin temyizine gelince:
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre diğer itirazları varit değil ise de;
Dava konusu olayın silahlı çete niteliğindeki PKk örgütünün sair efradden bulundukları belirlenen sanıkların 22.2.1989 günü YuvalıKöyüne gelen aynı örgüt militanları ile birlikte Jandarma Karakolundaki personeli görevlerini yapmamaya zorlama amacıyla düzenlenen silahlı baskına silahlarıyla katılmaları şeklinde oluşup geliştiği toplanan kanıtlardan anlaşılmaktadır.
TCK.nun 125. maddesinde "Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin hakimiyeti altına koymaya veya Devletin istiklalini tenkise veya birliğini bozmaya veya devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını devletin idaresinden ayırmaya matuf bir fiil işleyen kimse.." nin cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.12.1990 gün ve 1990/9-3017329 sayılı kararından da belirtildiği gibi "Matuf fiil" kavramında öngörülen husus, maddede gösterilen amaca yönelik ve sonucu oluşturmaya elverişli İcra hareketleridir. Eylemin, sonucu elde etmeye elverişli olup olmadığının soyut ve genel bir belirleme dışında, eylemin işlenme şekli, zamanı ve diğer somut özellikleriyle birlikte değerlendirilmesi suretiyle saptanması gerekmektedir. Eylemin elverişli araçla icra hareketi niteliğinde bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde ise ülke genelindeki organik bütünlüğü, toplumdaki etkinliği, sanıkların örgütsel bağlılığı gözönüne alınmalı ve suç niteliği buna göre belirlenmelidir. Bu itibarla "Amaç" suç niteliğinde bulunan TCK.nun 125. maddesindeki suçu işleme doğrultusunda olmakla beraber, bu sonuca ulaşma tehlikesi doğurmaya yetersiz eylemler bu maddedeki suçu oluşturmazlar.
Bu nedenle; olayda, sanıkların konumları, tek eylemlerinin maddede öngörülen sonuca ulaşmadaki yeterlik ve önemi nazara alındığında hukuki durumlarının TCK.nun 168/2. ve 254/2 maddesinin son cümlesi çerçevesinde değerlendirme gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar vekilinin temyiz dilekçesi ve duruşmalı inceleme sırasında ileri sürüp açıkladığı temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 25.1.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.