 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1989/1978
K: 1989/3363
T: 28.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : 1475 sayılı İş Kanununa muhalefet etmekten dolayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Adana Bölge Müdürlüğünce anılan kanunun 98/c maddesi uyarınca 270.000 lira para cezası ile cezalandırılmasına dair 11.2.1989 gün ve 20130-52-3 sayılı karara veki itirazın kabulü ile para cezasının kaldırılmasına dair ADANA 3. Sulh Ceza mahkemesince verilen 22.2.1989 gün ve 1989/15-9 Müt. sayılı kararın: 1475 sayılı Kanunun 8. maddesinde, 30 işgününden fazla süren işler sürekli iş kabul edilmesine ve işverenin de işyerinde 500'den fazla işçi çalıştırdığı 3.3.1988 gün ve 25.3.1988/27 sayılı iş müfettişi raporu ile tespit edilmiş olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı olduğu şekilde karar verilmiş bulunmasında isabet görülmediğinden bahisle CMUK'un 343. maddesi gereğince bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 6.6.1989 gün ve 28872 sayılı emrine atfen C. Başsavcılığının 9.6.1989 gün ve Y.E. 778 sayılı tebliğnamesi ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla incelendi :
KARAR : 1475 sayılı İş Kanununun 25. maddesi, çalıştırılacak sakat ve eski hükümlü adedinin tespitinde "Daimi işçi sayısı esas alınır" hükmünü ihtiva etmektir.
Adı geçen kanunun 8. maddesinde ise, nitelikleri bakımından en çok 30 günü süren işlerin "süreksiz iş" bundan fazla sürenlerin de "sürekli iş" olduğu açıklamıştır.
Kanunun 25. maddesinde yazılı "daimi işçi" sözcüğünden ne kastedildiği yolunda herhangi bir açıklık bulunmamakla beraber, süresi belirli olmayan işçi sözleşmelerine göre çalışan ve çalışmalarında devamlılık bulunan işçilerin, daimi işçi olarak kabulü, bunun dışında bir kampanya döneminde, işin niteliği itibariyle belirli süre devam edip son bulan işlerde çalışanların ise daimi işçi sıfatını taşımadıklarının kabulü gerekir.
"Daimi işçi" ve "Sürekli iş" kavramları birbirinden tamemen ayrı kavramlardır.
1475 sayılı Kanunun 25. maddesi, sakat ve eski hükümlülerin mesleğe ve topluma kazandırılması amacını güttüğü kuşkusuzdur. Geçici işlerde, sakat ve eski hükümlü çalıştırılarak, kısa bir süre sonra, işin hitamında bu kişilerin işlerine son verilmesi yasanın amacına ters düşer.
Yasa kurallarının, yasanın kendi sistematiği içinde gerçekleştirmek istediği amaca uygun şekilde yorumlanması gerekir.
Görüldüğü gibi; sakat ve eski hükümlü çalıştırmanın temel koşulu olan elli işçinin saptanmasında, sadece daimi işçilerin dikkate alınacağı 25. maddenin iki ayrı bendinde açıkça belirtilmiştir. Uygulama da, yasa koyucu tarafından, İş yasalarında daha evvel rastlanmayan "daimi işçi" tabriyle belirsiz süreli hizmet sözleşmeleri ile çalışan işçilerin kastedildiği kabul edilmektedir.
Dosya kapsamına nazaran; Davaya konu işyeri" Meyna Tarım Ürünleri Sanayi ve İhracat A.Ş.'ne ait Yaş Sebze ve Meyve Paketleme Evi" işyeridir.
Bu işyerinde çalıştırılan daimi işçilerden ayrı olarak, işin mahiyeti itibariyle sadece yoğun faaliyet döneminde, birkaç aylık müddetlerle geçici-mevsimlik işçi de- çalıştırılmış olduğu İş Müfettişi tarafından düzenlenen 3.3.1988 günlü tutanakta ve tutanağa dayanılarak tanzim olunan 25.3.1988 günlü inceleme raporunda belirtilmiştir.
Açıklanan sebeplerle, kısa süre devam eden kampanya döneminde çalıştırılan ve dönem sonunda işten ayrılacak olan geçici mevsimlik işçilerin, 1475 sayılı Kanunun 25. maddesinde yazılı "Daimi işçi olarak kabulü ile sakat ve eski hükümlü oranının belirlenmesinde esas alınması mümkün bulunmaktadır.
SONUÇ : Bu nedenlerle Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesince İttihaz olunan 22.2.1989 gün ve 15/9 Müt. sayılı, itirazın kabulüyle idari para cezasının kaldırılmasına mütedair kararda yasaya aykırı bir yön görülmediğinden yazılı emre atfen düzenlenen tebliğname ile vaki bozma isteminin REDDİNE, dosyanın gereği için yargıtay C. Başsavcılığına iadesine 28.6.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.