 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1988/995
K: 1988/3791
T: 04.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : TCK.nun 142/3. maddesine muhalefetten sanık Michel xxx'un yapılan yargılaması sonunda; mahkumiyetine dair DİYARBAKIR Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 7.12.1987 gün ve 1987/65 esas, 1987/145 karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı ve sanık vekilleri tarafından istenilmiş ve sanık duruşma istemiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tesbit edildi :
Olay Sempa-Tur tarafından düzenlenen ve muhbir tanık Nihat xxx'ın Türk rehberi olarak görevlendirildiği 20 kadar Fransız turist kafilesi içinde Fransız uyruklu sanığın tarih, sanat tarihi ve arkeoloji açısından yardım ve rehberlik yaptığı İstanbul - Ankara - Trabzon - Kars - Van - Diyarbakır - Şanlıurfa illlerindeki tarihi ve turistik yöreleri gezdikleri; 10 gün kadar süren gezilerinin sonunda Türk rehberi Nihat xxx'ın sanık Michel xxx'un Fransız turist kafilesine Fransızca olarak milli duyguları yok etmek, zayıflatmak için sözler söyleyerek propaganda yaptığı iddiası ile emniyet görevlilerine ihbar ve anlatımda bulunmuş olmasından ibarettir.
Muhbir tanık Nihat xxx'ın aşamada değişen ve çelişen hatta ihbarının bir kısmını inkara kadar varan anlatımı dışında sanık Fransız rehber Michel xxx'un rehberlik görevi gereği turistik ve tarihi değeri bulunan eser ve kalıntıların gezilip incelendiği sırada tarihi geçmiş, sanat tarihi ve coğrafi konum hakkındaki açıklamalar dışında ayrıca suç teşkil edebilecek şekilde söylendiği iddia edilen bu sözlerin neler olduğunun açık ve kuşku duyulmayacak biçimde dosyadaki delillerle tesbitine olanak bulunmadığı bu nedenlerle şüphenin sanık lehine yorumlanması gerekeceğinden sanığın mahkumiyetine yeter nitelikte delil ve emare bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan suçun konusunun söz ve açıklamadan ibaret bulunmasına göre içeriği kesin olarak saptanamayan sözlerin söylendiğinin varsayılması suretiyle suçun kanuni unsurları itibariyle oluşup oluşmadığının ayrıca tartışılmasına gerek görülmemiştir.
Şu hale göre sanığın hükümlendirilmesine yetecek delil bulunmadığı gözetilmeden yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki açıklamaları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün C.Başsavcılığının tebliğnamedeki istemi gibi BOZULMASINA, 4.4.1988 gününde oyçokluğuyla karar verildi.