 |
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1988/2215
K: 1988/5349
T: 25.05.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: 1475 sayılı Kanun'a muhalefetten sanık C.T.'nin yapılan yargılaması sonunda; beraatine dair Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 25.11.1987 gün ve 1985/519 esas, 1987/661 karar sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR: 1475 sayılı Kanun'un 85.maddesi, bazı istisnalar dışında, işçilere iş ve işlere işçi bulmak için kazanç olsun veya olmasın faaliyet gösterilmesine çalışılmasını yasaklamış, 105. maddesinin 2. fıkrası ise çalışma ve faaliyetin dış ülkelere işçi göndermek amacıyla yapıldığının tespiti halinde verilecek cezayı belirlemiştir.
Dosya kapsamından; bir ifadesinde Mersin'de ticaretle uğraştığını, bir diğerinde apartman yöneticisi olduğunu, ilk tahkikat sırasında Almanya'da işçi olduğunu, mahkeme huzurundaki 14.5.1986 günlü ifadesinde ise, Suudi Arabistan'da S. firmasının müdürü olarak görev yaptığını bildiren sanığın mütekiler ve bir kısım tanıklarla temas kurarak kendilerini yurt dışına işçi göndermek amacıyla paralar aldığı, birkaç kez müştekilerle buluşup toplantılar yaptığı, aldığı paralar karşılığı noter senedi verdiği, aralarında çıkan anlaşmazlık nedeni ile aldığı paraların bir kısmını yine noter senediyle iade ettiği, bir kısmını ise yaptığı masraflar karşılığı olduğu gerekçesiyle ödemediği anlaşılmaktadır.
Müştekilerle tanıkların bu doğrultudaki ifadeleri, haklarında aynı suçtan dava açılıp beraatlerine karar verilen diğer sanıkların beyanları, sanık C.T.'nin 5.1.1985 günlü zabıta, 8.1.1985 günlü Sulh Hakimi, 14.5.1985 günlü vekaletname münderecatı karar yerinde tartışılıp aleyhe beyan ve deliller red ve tahlil edilmeden ve bu suretle sanığın eyleminin 1475 sayılı Kanun'a temas eden vasfı üzerinde durulmadan, belirlenen eylemlerinin 1475 sayılı Kanun'un 85. ve 105/2. maddelerinde yazılı dış ülkelere işçi göndermek amacıyla çalışma ve faaliyet olarak kabul edilmemesi nedeni tartışılıp açıklanmadan, kabule ters düşer şekilde, eylemin sadece dolandırıcılık vasfı nazara alınarak sanığın dolandırıcılık kastı bulunmadığından bahisle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
SONUÇ: Kanun'a aykırı ve mahalli C. Savcısı'nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, C.T.'yle ilgili beraat hükmünün, tebliğnamedeki istem gibi BOZULMASINA, 25.5.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.