Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2005/677
K: 2005/1810
T: 10.03.2005
  • KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


İçtihat Özeti: Tapudaki kayıt maliki ölenin mirasçılarının dava içinde açıklığa kavuşturulmamış olması, onların tapu kütüğünde kim olduğu bilinmeyen kişilerden olduğu anlamına gelmez
(4721 s. MK. m. 713/2)

Ali ve müşterekleri ile Hazine ve E...Köyü Tüzel Kişiliği, ölü Ali Osman oğlu ölü Mehmet mirasçıları Kayyım Mahmut, müdahil Şahizer ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair (Kocaeli 4. Asliye hukuk Hakimliğinden verilen 14.10.2004 gün ve 554/383 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacılar vekili, 945 ve 951 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ölü Mehmet mirasçılarının 1/4 er paylarının MK. 639/2. maddesi uyarınca iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalı köy temsilcisi yargılama oturumlarına katılmamıştır.

Davaya katılanlar vekili ise dava konusu taşınmazların kendilerinin ortak miras bırakanı Mehmet'e ait olduğunu savunmuşlardır.

Davanın devamı sırasında davacılar vekilinin, ölü Ali Osman oğlu ölü Mehmet mirasçıları aleyhine aynı taşınmazlar için açtığı 2003/501 esas sayılı iptal ve tescil davası görülmekte olan bu dava ile birleştirilmiştir.

Mahkemece, Hazine ve köy tüzel kişiliği aleyhine açılan 2001/554 esas sayılı davanın reddine, 2003/501 esas sayılı davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, TMK.nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri deTMK.nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan madde de, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" denilmiştir.

Somut olayda; davacılar, kayıt maliki ölü Ali Osman oğlu olü Mehmet mirasçılarının tapu kütüğünden bilinmeyen kişiler olduğu sebebine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Dayanak tapu kayıtlarına göre, dava konusu 949 ve 951 parsellerde 1/4'erden 2/4 pay davacılara, 2/4 pay da ölü Mehmet'e aittir. Gerek kadastro tutanaklarındaki açıklamalar ve gerekse dayanak tapu kaydındaki bilgilere göre, ölü Mehmet mirasçıları bilinmeyen kişiler değildir. Tespit gününde mirasçıların tayin edilmemesi nedeniyle yazılı şekilde tespit yapılmıştır. Her ne kadar ölü Mehmet mirasçılarının bilinmediği yönünden kısmi bir idari tahkikat yapılmış ise de, bu araştırma kayıt maliki ölü Ali Osman oğlu ölü Mehmet mirasçılarının belirlenmesi bakımından yeterli değildir. Ölü Mehmet mirasçılarının yerleşim yeri ve kimliklerinin bu dava içerisinde açıklığa kavuşturulmamış olması, onların tapu kütüğünde, kim olduğu bilinmeyen kişiler anlamına gelmez. Dava mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu tür davalarda davanın kayıt maliki, kayıt maliki ölü ise, usulen belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi gerekir. Ölü Mehmet mirasçılarının yararlarını korumak amacıyla kayyım atanmış ise de, öncelikle az yukarıda açıklandığı üzere kayıt maliklerinin araştırılıp belirlenmesi, davanın onlara yöneltilmesi, tüm araştırma ve incelemelere rağmen kayıt maliklerinin yerleşim yeri ve adreslerinin belirlenmeme-si halinde TMK.nun 427. maddesinin 1. bendinde yazılı durum gözönünde tutularak kayyım huzuruyla davaya devam olunması gerekir. Mahkemece, taraf teşkili yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, 10.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini