 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2005/1061
K: 2005/1600
T: 03.03.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Adem ile Hazine, E Köyü Tüzel Kişiliği ve DSİ Genel Müdürlüğü aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Pazarcık Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 19.10.2004 gün ve 253/1147 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, yargılamada tescil konusu taşınmazların Hazinece kiralanan N Kum Ocağı sahasında kaldığını ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduklarını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı köy temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro Müdürlüğü'nün karşılık yazısında dava konusu taşınmazın 1962 yılında taşlık vasfında olduğu için tespit dışı bırakıldığı bildirilmiş, paftaya göre de kumluk niteliğinde olan bir yerdir. Yerel bilirkişi ve tanıklar 1970-1971 yıllarında K Barajı'nın yapılması nedeniyle A Çayı'nın etkisinden kurtulan dava konusu yer üzerindeki küçük taşların ve yabani otların davacı tarafından temizlenmek suretiyle ihyaya muhtaç olmayan bu yeri dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf ettiğini bildirmişlerdir.
Ziraatçı uzman bilirkişi raporunda tescil konusu taşınmazın killi, tınlı, yeterli miktarda toprak derinliğine sahip kültür arazisi niteliğinde bulunduğunu açıklamıştır.
Dosyada mevcut uzman jeolog bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu taşınmazın halen akmakta olan A Çay yatağına 450 - 500 m. mesafede yer aldığı, çay ile taşınmaz arasında 4,5-5 m. değişen kot farkı bulunduğu, komşu taşınmazlarla aynı arazi yapısına sahip kil, kum ve çakıl ardalanmasından oluşan, A Çayı'nın aktif yatağı ve etkisi altında kalmayan bir yer olduğu belirtilmiştir.
Teknik bilirkişi tarafından düzenlenen raporda da tesciline karar verilen taşınmaz bölümünün kum ocağı sahası dışında kaldığı bildirilmiştir.
Mahkemece, yapılan araştırma, inceleme ve toplanan delliller gözönünde tutularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu edilen taşınmazın, A Çayı'nın aktif yatağı, etki alanı ve kum ocağı sahası dışında kalan özel mülkiyet şeklinde tasarruf edilen bir yer olduğu uzman bilirkişi raporlarında açıklandığına ve dava tarihine kadar kazanma koşulları oluşmuş bulunduğuna, uyuşmazlığın niteliği gereği yasal ilanlar ve incelemeler yapılmış olduğuna göre yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde kanuna aykırı bir yön görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 03.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.