 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2004/5196
K: 2005/2425
T: 10.3.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- HAKSIZ FİİL NEDENİYLE TAZMİNAT
- İSTİSNA SÖZLEŞME
İçtihat Özeti: Davalı taşınmaz maliki ile biçerdöver işletmeni arasında istisna akdi söz konusudur. Biçerdöverde dizayn hatası olduğu ve buradan sıçrayan kıvılcımının yangına neden olduğu ilgili ceza dosyasından anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmelidir.
(818 s. BK. m. 41,42)
Davacı Sadullah ve İkram vekili tarafından, davalı Kemal ve diğerleri aleyhine 22.12.2000 gününde verilen dilekçe ile yangına sebebiyet nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davanın kabulüne dair verilen 12.6.2003 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan Kemal ve Ali İhsan vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dava, davacılara ait buğday ekili tarlaya yangın sıçraması sonucu meydana gelen zararın giderimi istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, karar davalılardan Kemal ve Ali tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar dava dilekçesinde davalılardan Kemal ve Ali'nin davacılara ait tarlanın bitişiğinde bulunan arazilerinde yanlarında ücretli çalışan diğer davalılar Ercan ve Yusuf'un biçerdöver ve patosta çalıştıkları sırada bu tarım makinelerinden çıkan kıvılcım sonucu meydana gelen yangının sıçraması nedeniyle buğday ekili tarlalarının yandığı iddiasıyla tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalılar Ali ve Kemal cevaplarında yangının biçerdöverin imalat hatasından kaynaklandığını, zararın kendi eylemlerinden kaynaklanmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davalılar Ali ve Kemal'in komşu parsel maliki olmaları, diğer davalıların da biçerdöver işleteni ve sürücüsü olarak sorumlu olduklarının belirten bilirkişi raporu esas alınarak istem kabul edilmiştir.
Davalı taşınmaz malikleri ile biçerdöver işleteni arasında istisna akdi söz konusudur. Taşınmaz malikleri mahsulün biçilmesi ve teslimi konusunda biçerdöverin işleteni ile anlaşmışlar, biçerdöver sürücüsü de biçerdöver işletenine bağlı olarak bu işi yapmıştır. Ayrıca dosya kapsamına ve olayla ilgili ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre yangın olayı biçerdöverdeki "eksoz manifoldunun bulunduğu bölge toz ve parçalarının birikmesine müsait olduğu için" dizayn hatası olduğundan meydana gelmiştir. Hatta bu nedenle biçerdöver sürücüsü davalı Ercan ceza mahkemesinde yangına sebebiyet vermek suçundan beraat etmiştir. Şu durumda, davalı taşınmaz malikleri ile biçerdöver maliki arasındaki istisna akdi ve yangının biçerdöverdeki dizayn hatasından kaynaklanmış olması nedeniyle davalılar Ali ve Kemal hakkındaki davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
2- Yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, hüküm ile birlikte karara bağlanması gerekir. (29.5.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK.). Bu bağlamda, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. (HUMK. m. 417/1, m. 423/b.6).
Diğer yandan, 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değiştirilen 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesindeki düzenlemede; dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı belirtildiği gibi; bu hükme koşut bir düzenleme de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde "yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti" biçiminde yer almıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun, davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin -ve bu bağlamda vekalet ücretinin- davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasası'ndaki, "vekalet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki düzenleme ile de doğrulanmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın (1) ve (2) nolu bentlerde gösterilen nedenle BOZULMASINAve temyiz eden davalılar yararına takdir olunan 400,00 YTL. duruşma avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 10.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.