 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E : 2003/707
K : 2003/856
T : 17.02.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİNE
- DAYANILARAK İKTİSAP
- TAPU İPTALİ VE TESCİLİ DAVASI
3402 s. KadastroK/18
A.D. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne dair Afşin Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 02.05.2002 gün ve 116/209 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, dava konusu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 178 ada 8 parsel hakkındaki davanın reddine, 178 ada 5 parsel hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak, iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece kazanma koşullanılın oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 178 ada 5 parsele ait kadastro tutanağında, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ham toprak niteliğinde bir yer olduğunun muhtar ve bilirkişiler tarafından açıklanması üzerine, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi uyarınca, 11.11.1992 tarihinde Hazine adına tespit edilmiştir. Yerel bilirkişi ve tanıklar, her ne kadar davacının zilyetliğinden söz etmişler iseler de, ziraatçı uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 26.09.2001 günlü raporda; % 40-45 meyilli olan dava konusu taşınmazın yerli kaya, taşlık ve kisli mera niteliğinde olduğu, kültür arazisine müsait olmadığı açıklanımıştır.
Bir yerin kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile kazanılabilmesi için, diğer kazanma koşulları yanında, taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmaya elverişli yerlerden olması gerekir. Kadastro tutanağındaki açıklamalar ve ziraatçı uzman bilirkişi raporundaki bilgilere göre, taşınmaz kültür arazisi niteliğinde bulunmayan bir yerdir. Taşınmazın niteliği gözönünde tutularak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı Hazine vekilinin, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün kabule ilişkin bölümünün BOZULMASINA 17.02.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.