 |
T.C
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/6606
K: 2003/8286
T: 11.12.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ELATMANIN ÖNLENMESİ
- ZİLYETLİĞİN KORUNMASI VE İAtESİ
- MÜLKİYET HAKKI
- GÖREV
ÖZETİ: Dava konusu taşınır ve taşınmaz mdlar üzerinde mülkiyet hakkı bulunan zilyet, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenilmesi ve geri Uma davalarını açabileceği gibi, salt zilyetlik damlarını açabilme olanağına da sahiptir. Bunun yanında, dava konusu nesneler üzerinde züyetikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişi bu lakkının korunmasını isteyebilir. Medeni Kanuıda tanımlanan zilyetlik, hukuken korunmuş eyemli bir durum olduğuna göre zilyetliğin korutması davasında bu durumun bir hakka dayanp dayanmaması önemli değildir.
1086 s. HUMK/8 76
4721 s. MK/892,893,973
Ç. Elektrik A.Ş. ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Hazine, Türkiye Elektrik İletişim A.Ş., Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş., Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. ve Türkiye Elektrik Ticaret A.Ş. aralarındaki zilyetliğin korunması ve iadesi davasının yapılan yargılamasında; mahkemenin göre\sizliğine dair Adana 4.Sulh Hukuk Hâkimliğinden verilen 15.07.2003 gün ve 843-1020 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilleri ile davalılar vecilleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı Ç. Elektrik A.Ş. vekili, 1952 yılından bu yana vekiledeni şirketin genel müdürlük merkezi olarak kullanılan bina ve eklerinin bulunduğu yönetim kompleksi içindeki tüm taşınır ve taşınmaz mallar ile belgelere davalıların
elattıklannı ileri sürerek zilyetliğin gasbına son verilmesini ve zilyetliğin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, T.C. Maliye Bakanlığı vekilleriyle davalı şirket vekilleri, uyuşmazlığa bakmanın idari yargı yerine ait olduğunu, sözleşmeye aykırı davranan Ç. Elektrik A.Ş.'nin taşınır ve taşınmaz mallarına elkoymanın yasal olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu 2108 ve 2339 parseller hakkında taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve elatmanın önlenilmesi davalannm açıldığı, bu nedenle isteğin zilyetliğin korunmasına ilişkin olmayıp mülkiyet hakkı ile ilgili bulunduğu gerekçesiyle uyuşmazlık hakkında görevsizlik karan verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı şirket vekilleri ile davalılar vekilleri taraflannca temyiz edilmiştir.
Ayrıntılan dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere; davacı şirket vekili, vekil edeni şirkete ait dava konusu tüm taşınır ve taşınmaz mallara yapılan elatmanın önlenilmesini, zilyetliğin gasbına son verilmesini ve zilyetliğin iadesine karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve içeriğine göre, dava TMK.nun 892 ve 893. maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunmasına ilişkin bulunmaktadır. Dava konusu taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde mülkiyet hakkı bulunan zilyet, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenilmesi ve geri alma davalannı açabileceği gibi, salt zilyetlik davalannı açabilme olanağına da sahiptir. Bunun yanında, dava konusu nesneler üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişi TMK.nun 892 ve 893. maddeleri uyannca korunmasını isteyebilir. Aynı Kanun'un 973. maddesinde tanımlanan zilyetlik, hukuken korunmuş eylemli bir durum olduğuna göre zilyetliğin korunması davasında bu durumun bir hakka dayanıp dayanmaması önemli değildir.
HUMK.nun 76. maddesine göre; davanın sebebini oluşturan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara, bunlann nitelendirilmesi ve uygulanacak kanun hükümlerini belirlemek hakime aittir. Somut olayda; yukanda yapılan açıklamalar karşısında mahkemece uyuşmazlığın yanlış nitelendirilerek yazılı şekilde görevsizlik karan vermek suretiyle dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş olması yerinde görülmemiştir. Görevsizliğe ilişkin gerekçede sadece tapulu taşınmazlar hakkında görülmekte olan davalar nedeniyle isteğin mülkiyet hakkına dayalı olduğu benimsenmiş ise de, az yukanda açıklandığı üzere taşınmaz mallar yanında aynca taşınır nitelikte bulunan maİT lar da dava konusu edilmiştir. Bu nedenlerle mahkemenin gerekçesine katılmak mümkün olmamıştır. Hal böyle olunca, dava konusu taşınır ve taşınmaz malla-nn değerine bakılmaksızın HUMK.nun 8/II-2 fıkrası hükmü uyannca davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Davalı Bakanlık ve Genel Müdürlüklerin davanın idari nitellikte bulunduğu yolundaki savunmalannın; Adli Yargı Teşkilatı içerisinde HUMK. hükümleri uyannca görevli olan Sulh Hukuk Mahkemesince tartışılıp değerlendirilebileceğinin de gözardı edilmemesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanıp birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik karan verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Davacı şirket vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 8.000.000.- lira peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 11.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|