 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2003/4044
K: 2003/4358
T: 12.6.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- DAVA HAKKI
- VEKİL ARACILIĞIYLA DAVA AÇILMASI
İçtihat Özeti: Kural olarak dava hak sahibi olan kimse tarafından açılır. Dava açmaya ehil olan kişi davasını bizzat açabileceği gibi atayacağı vekil aracılığıyla da açabilir.
(1086 s. HUNıK. m. 59,61)
(3402 s. Kadastro K. 31)
İhsan ile Hazine ve Yusufeli Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çamoluk Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 25.12.2002 gün ve 40/49 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresjnde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı İhsan, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın eşi Yeter adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanınkabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Yeter adına eşi İhsan tarafından açılmıştır. Kural olarak dava hakkı, o hakkın sahibi olan kimseye aittir. HUMK.nun 59. maddesinde dava açmaya ehil olan kişi davasını bizzat yahut atayacağı vekil aracılığıyla ikame ve takip edeceği açıklanmıştır. Anılan hüküm uyarınca hak sahibi davayı bizzat açabileceği gibi vekil aracılığıyla da açabilir. Somut olayda; davayı açan ih, san davaya vekalet ehliyeti olmayan bir kişidir. Bu nedenle eşi adına dava açma ve yürütme yetkisi bulunmamaktadır. Diğer yönden 3402 sayılı Kadastro 'Kanununun 31/1. maddesinin de olayda uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır, HUMK.nun 61. maddesinde, davaya vekalet etmesine kanun'en imkan bulunmayan bir kişi vekil sıfatıyla dava açarsa o kişinin davaya vekalet ehliyeti olmadığından mahkemece, uyuşmazlığın esasına girmeden dava şartıyokluğundan davayı reddetmekle yükümlü olduğu açıklanmış, ikinci fıkrasında da davayı reddetmeden önce davayı bizzat veya avukat aracılığıyla takip edip etmeyeceğinin davacıya davetiye ile bildirilmesi gerekir. Mahkemece yukarıdaki açıklamalar gözönünde tutulmaksızın davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı Yeter'e ayukat marifetiyle davada temsil edilme veya davasını bizzat takipetmek üzere süre ve imkan verilmesi için davetiye ile yargılama oturumuna çağırılması, sonucuna göre yargılamaya devam olunup uyuşmazlığın sona erdirilmesi gerekmektedir. Mahkemece HUMK.nun 61. maddesi hükmü gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması yerinde görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), 12.6.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.