 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2003/3299
K: 2003/4290
T: 10.6.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ZİLYETLİĞİN TESBİTİ
- EDA DAVASI
İçtihat Özeti: Kural olarak eda davası açılması mümkün bulunan hallerde tesbit davası dinlenemez.
(4721 s. MK. m. 713/1)
Kerim ile Hazine ve Ü... Köyü Muhtarlığı aralarındaki zilyetliğin tespiti davasının kabulüne dair (Karayazı Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 22.5.2002 gün ve 58/24 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde isteniimiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, dava konusu taşınmazın 150-200 yıldan beri kendisi ile miras bırakanlarının zilyedliği altında bulunduğunu ileri sürerek zilyedliğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine Temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı Hazine Temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş şekline göre dava zilyedliğin tesbiti isteğine ilişkin bulunmaktadır. Davacı ile Hazine ve köy tüzel kişiliği arasındaki uyuşmazlık taşınmazın mülkiyeti ile ilgilidir. Bu durumda, mülkiyet davası açılması gerekir. Kuralolarak eda davası açılması mümkün bulunan hallerde tesbit davası dinlenemez. Somut olayda; davacının TMK.nun 713/1. maddesine dayanarak tescil davası açma imkanı bu
lunmaktadır. Yeri gelmişken hemen belirtelim ki; tescil davası, müsbet tes- .
pit davası ve eda davası olmak üzere iki bölümden oluşur. Eda davasında yer alan bu iki bölüm birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, dava sonunda verilen eda hükmü dava konusu hakkın veya hukuki ilişkinin tespitini ve buna bağlı olarak eda emrini kapsar. Bundan ayrı, tespit davasının konusu hukuki ilişkilerdir. Maddi olaylar tek başına tespit davasına konu yapılamaz. Ancak, koşullarının tamamlanmaması nedeniyle hemen açılmayan bir eda davasında ileri sürülmek üzere maddi olayların ilgili.hukuki ilişkilerle birlikte tespiti istenebilir. Davacının eda davası açmadan önce zilyedliğinin tespiti davasının açılmasını gerektiren herhangi bir neden de ileri sürmemiştir. Bu nedenle de davacının tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece, açıklanan kural gözönünde tutularak tespit davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine Temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca (BOZULMASINA), 10.6.2003 tarihide oybirliğiyle karar verildi.