 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2002/7194
K: 2002/7317
T: 14.10.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİNİN İDARESİ
· ORTAKLARIN BİRLİKTE DAVA AÇMALARI
ÖZET: 4721. s. MK. 702. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre elbirliği mülkiyette tasarruf esası caridir. Elbirliği mülkiyeti de gerek yönetim ve gerekse tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekir. Dava açma işlemi de bir tasarruf olduğuna göre, tüm ortakların birlikte dava açmaları ve mahkemece uyuşmazlığın hüküm tarihin de yürürlükte bulunan MK.nun 640. maddesinin 4. fıkrasına göre çözüme kavuşturulması zorunludur.
(4721 s. MK. m. 702/2, 640/4)
Behiye ile Osman aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının reddine dair(Kangal Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 13.3.2002 gün ve 241/24 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, uyuşmazlık konusu taşınmaza davalının el atmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Osman, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı Behiye tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece uyuşmazlık konusu taşınmazın 1961 yılında ölen davacının miras bırakanı Osman'dan kaldığını, terekesinin taksim edilmediğini, davacı ile diğer mirasçılar arasında elbirliğiyle mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğunu, diğer mirasçıların davaya katılması için verilen süreye karşılık dava koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmazın davacıya miras bırakanı ve babası Osman'dan kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mirasçılık belgesine göre Osman 20.05.1961 tarihinde vefat etmiştir. Taşınmazın maliki Osman'ın ölümü tarihine göre terekesi elbirliğiyle mülkiyet hükümlerine tabidir. Taksim olgusu da ileri sürülmemiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan MK.nun 630. ve 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK.nun 702. Maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre elbirliği mülkiyetle birlikte tasarruf esası caridir.
Başka bir anlatımla elbirliğiyle mülkiyette gerek yönetim ve gerekse tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Dava açma işlemi de bir tasarruf işlemi olduğuna göre, tüm ortakların birlikte davayı açmaları gerekir. Mahkemenin benimsediği gerekçe kanuna uygun ise de, uyuşmazlığın hüküm tarihinde yürürlükte bulunan TMK.nun 640. maddesinin 4. fıkrası hükmüne göre çözüme kavuşturulması gerekir. Anılan hükümde "mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir, sağlanan korumadan mirasçılardan her biri yararlanır" denilmiştir. Somut olayda; ortak miras bırakandan kalan taşınmazın korunması istenilmiştir. Bu durumda davacı Behiye'nin tek başına terekedeki dava konusu taşınmazın korunmasını isteyebileceği hususunda duraksamamak gerekir, iddia ve savunma çerçevesinde tarafların gösterdikleri delillerin eksiksiz olarak toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazlarının bu bakımlardan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA) ve 4.960.000.-lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.