Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2002/544
K: 2002/3594
T: 30.04.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
UZUN SÜRELİ ZİLYEDLİK, TAPU İPTAL VE TESCİL
MK.612 - TMK.677- 3402 K.K. 15
 
Nur ve müşterekleri ile Muhsin ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kandıra Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 03.10.2001 gün ve 8-360 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir.Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.04.2002 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Duruşma günü temyiz eden Muhsin ve müşterekleri vekili Av.Erden geldi,tebligata rağmen başka kimse gelmedi, Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek,dosya incelendi,gereği düşünüldü
                YARGITAY KARARI
Davacılar uyuşmazlık konusu parsellerin tapu kayıtlarının miras payları oranında iptalleri ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar uyuşmazlık konusu taşınmazların kök miras bırakan Mehmet Ali'den kaldığını mirasın taksim edilmediğini,kadastro çalışmaları sırasında tüm parsellerin davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek miras payları oranında iptal ve tesciline karar verilmesini, davalılar dava konusu parsellerdeki miras paylarının davacıları yakın murisleri Hediye tarafından kendi miras bırakanları Hüseyine 1938 yılında satıldığını o tarihten tespit tarihine kadar taşınmazların tümüne zilyed olduklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece taşınmazların kök miras bırakan Mehmet Aliden kaldığı ancak davacıların yakın murisi hediyenin miras payını davalıların murisi Hüseyine satıp devrettiği kanıtlanmadığı, mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı işlemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu tüm parsellerin tarafların kök miras bırakanı Mehmet Ali den kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.dava konusu parseller kadastro çalışmaları sırasında vergi kaydı ve kazanmayı sağlayan zilyedliğe dayanarak davalılar adına tespit edilmiştir. Taşınmazların ortak miras bırakanı Mehmet Aliden kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığına göre miras payının satış ve devrinin buna dayanarak davalı tarafça kanıtlanması gerekir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan MK.612 ve daha sonra yürürlüğe giren TMK.nın 677 md.hükmüne göre,bir mirasçının diğer mirasçıya miras payının devrinin geçerli olabilmesi için devrin yazılı olması gerekir.Ancak 3402 sayılı K.K.nun 15.maddesinde elbirliğiyle mülkiyet halinde ortaklardan biri ve birkaçının belirli bir taşınmazdaki paylarını diğer ortaklara devir ve temlikini tapulu taşınmaz mallarda yazılı tapusuzlarda ise her türlü delil ile kanıtlanacağı belirtilmiştir.uyuşmazlık konusu taşınmazlar öncesi itibarı ile tapusuz olan yerlerdir.davalılar dinlettikler tanıklar Ahmet ,Niyazi ve İbrahim davacıların miras bırakanı hediyenin dava konusu taşınmazlardaki paylarının davalıların miras bırakanı Hüseyine devrettiklerini ve daha sonra hediyenin İstanbula yerleştiğini  davalılar ve miras bırakanlarının zilyed olduğunu bildirmişlerdir.Tanıklar yaşları itibarı ile satış ve devir olgusunu bilecek yaşta değil iselerde her iki tarafa olan yakınlıkları nedeni ile bu husus aile büyüklerinden naklen anlattıklarını bildirmişlerdir.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre uzun süreli zilyedlik satış ve devir oldusuna karine teşkil eder.Bu açıklamalar karsısında davacılaraın miras bırakanı hediyenin miras payını 1938 yılında davalıların miras bırakanı Hüseyine devrettiği ve adına kayıtlı bulunan 1938/324-424 tahrir numaralı vergi kayıtlarının kapsamında kaldığı belirlenmiştir.Bu açıklamalar karşısında mahkemenin davanın kabulüne ilişkin gerekçesi yerinde bulunmamaktadır.Yukarıdan beri izah edilen  maddi ve hukuki olgular gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Davlılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmüm HUMK.428 nci md.uyarınca BOZULMASINA ...30.04.2002 tarihinde Oy birliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini