 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2002/2235
K: 2002/2620
T: 29.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- DERE YATAKLARININ VE YOLLARIN ZİLYETLİK YOLU İLE KAZANILMASI
ÖZET: Dere yatakları kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olup, kazanma koşulları oluştuğu takdirde, böyle bir yerin kazanılması mümkün olabilir. Yollar kamunun ortak yararlanmasına terk ve tahsis edilen yerlerden olup, terk edilmedikçe böyle bir yerin kazanılması mümkün değildir. Uzman bilirkişinin açıklamaları ve toplanan delillerden, böyle bir yerin toprak taşımak veya benzeri işlemler sonucu doldurulması ve tapuya tescil edilmesi derenin ve yolun kapatılmasına yol açması nedeni ile böyle bir yerin kazanılması mümkün değildir,
(743 s. MK. m. 639, 647)
Mehmet ile Hazine, K... Köyü Muhtarlığı ve davaya katılan Mehmet aralarındaki tescil davasının kabulüne dair (Anamur Asliye Hukuk Hakimliği) nden verilen 2,11,2001 gün ve 29-357 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümlerinin adına tapuya tescil edilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili ve davaya katılan Mehmet davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümlerinin adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaz bölümleri 1968 yılında yapılan kadastro çalışmalarında yol ve dere niteliği ile tespit dışı bırakılmış ve paftada bu şekilde gösterilmiştir. Yollar kamunun ortak yararlanmasına terk ve tahsis edilen yerlerden olup, terk edilmedikçe böyle bir yerin kazanılması mümkün değildir. Dere yatakları da kuru olarak Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olup, kazanma koşulları oluştuğu takdirde, böyle bir yerin kazanılması mümkün olabilir. Dere olarak tespit dışı bırakılan bir yer için derenin etkisi ve aktif yatağından kurtulduğu tarihten itibaren, yol olarak da paftasında gösterilen bir yerin yol olarak terk edildiği veya yol fazlası olarak ortaya çıktığı tarihten itibaren 20 yi dan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması gerekir. Somut olayda; dava koni su taşınmazın kuzey ve güney uzantıları dere ve yol olarak gösterilmiştir. Davaya katılan Mehmet, davacının tespit konusu ettiği taşınmazlar üzerine toprak taşımak suretiyle dereyi doldurduğunu bildirmiştir. Jeolog bilirkişi tarafın dan düzenlenen raporda, taşınmazın öncesi itibariyle dere yatağı olduğu, ıslah çalışmaları sonucu dere yatağından kurtulduğu açıklanmıştır. Uzman bilirkişinin açıklamaları ve paftaya göre tescil konusu taşınmaz bölümleri derenin içerisinde yer almaktadır. Böyle bir yerin toprak taşımak veya benzeri işlemler sonucu doldurulması ve tapuya tescil edilmesi derenin ve yolun kapatılmasına yol açar. Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre böyle bir yerin kazanılması mümkün görülmemektedir. Her ne kadar sınırdaki kanal bakımından DSİ 'ye dava yöneltilmemiş, DSİ tarafından yapılan ıslah çalışmalarına ait proje ve ekleri getirtilip yerine uygulanmamış ise de, dava konusu taşınmaz bölümlerinin kazanılması mümkün olmayan yerler olup, bu belgelerin uygulanmasına gerek görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyize itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ve hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) 29.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.