 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E : 2002/1342
K : 2002/1525
T : 20.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· ÇAY YATAKLARININ KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI VE ZİLYETLİK YOLUYLA EDİNİLMESİ
ÖZET: Çay yatağı olduğu için tesbit dışı bırakılan taşınmazı işgal eden kişilerin kendi imkanlarıyla sedde yapmak suretiyle ıslah çalışmalarından bulunmuş olmaları, taşınmazı çayın etkisinden kurtulduğunu göstermez. Dava konusu her çayın etkisi altında bir yer olarak ortaya çıktığından özel mülkiyet şeklinde tapuya tesciline karar verilmesi mümkün değildir.
(743 s. MK. m. 641)
A. İhsan ile Hazine ve O... Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair (Oltu Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 28.11.2001 gün ve 54-174 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Belediye vekilleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili ve Belediye vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı Hazine vekili ve Belediye vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Davacı, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kadastro paftasındaki açıklamalara ve teknik bilirkişi raporlarındaki bilgilere göre; dava konusu taşınmaz ve çevresi 1979 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Oltu Çayı yatağı olması nedeniyle tespit dışı bırakılmıştır. Komşu parsellere revizyon gören belgeler dava konusu taşınmaz yönünü çay yatağı olarak göstermiştir.Terkedilmiş çay yatakları,koşulları mevcut olduğu taktirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Böyle bir yerin tapuya tesciline karar verilebilmesi için taşınmazın niteliği itibariyle tescile elverişli olması ve çayın aktif yatağı ve etkisi altında kalan bir yer olmaması gerekir. Jeolog bilirkişi tarafından düzenlenen 24.5.2001 günlü raporda; Oltu Çayı'nın yatağı olması nedeniyle tespit dışı bırakılan taşınmazın kadastro çalışmalarının geçmesinden sonra tahrip edildiği, ancak yöre halkı tarafından kendi imkanlarıyla yapılan ıslah çalışmalarıyla taşkından korunduğu ve çayın yatağından kurtulan kültür arazisi niteliğindeki çayır olduğunu belirtmiştir. Uzman bilirkişi raporuna göre; taşınmazın, çayın etkisinde kalan bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar çay yatağını işgal eden kişilerin kendi imkanlarıyla şedde yapmak suretiyle ıslah çalışmalarında bulunmuşlar ise de, yapılan bu şeddeler taşınmazın çayın etkisinden kurtulduğunu göstermekten uzaktır. Toplanan deliller ve özellikle uzman bilirkişi raporları incelendiğinde, dava konusu yer çayın etkisi al tında bulunan bir yer olarak ortaya çıkmaktadır. Böyle bir yerin özel mülkiyet şeklinde tapuya tesciline karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Davalı Hazine ve Belediye vekillerinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve 4.960.000 lira peşin harcın istek halinde temyiz edenlerden Belediye Başkanlığına iadesine, 20.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.