 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2001/9023
K: 2001/8799
T: 3.12.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- 3402 SAYILI YASANIN 13/B-b MADDESİNİN UYGULANMA ALANI
- HARİCİ SATIŞ VE ZİLYETLİKLE KAZANMA
ÖZET: 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinin uygulanabilmesi için harici satışın kadastro tespit tarihinden önce yapılmış olması ve tesbit tarihine kadar aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 10 yıldan fazla süre geçmiş olması gerekir.
(743 s. MK. m. 639/2)
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-b)
İbrahim ile Mustafa ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair (Ankara -Gölbaşı Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 28.12.1999 gün ve 149-641 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Mustafa ve Şerafettin vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı 637, 736 ve 937 parsellerdeki davalıların miras bırakanı Ömer'in 3/20 paya ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalılardan Mustafa ve Şerafettin vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kayıt maliki Ömer'in uyuşmazlık konusu parsellerdeki 3/20 payını 2.12.1958 günlü satış ve devir senediyle kendisine satıp teslim ettiğini, o tarihten 24.1.1996 dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarrufta bulunduğunu, davalıların tapuda işlem yapmaktan kaçındıklarını ileri sürerek uyuşmazlık konusu paylara ait tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık konusu parsellere ait kadastro tutanaklarında Haziran 1954 tarihinde tapu kayıtlarına dayanılarak 3/20'şer payı davalıların miras bırakanı Ömer, diğer payların davada taraf durumunu almayan başka kimseler adına tespit edildiği ve bu tesbite dayanılarak tapuya tescil edildikleri açıklanmıştır. Dosya arasındaki mirasçılık belgesinde davalıların miras bırakanı kayıt maliki Ömer'in 20.6.1962 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak davalıları bıraktığı belirtilmiştir.
Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesindeki koşulların davacı lehine gerçekleştiği görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiştir. Az önce de açıklandığı üzere uyuşmazlık konusu payları kapsayan parsellerin tespitleri 1954 yılında yapılmış olup, harici satış ve devir, tespit tescil tarihinden sonra 2.12.1958 tarihinde gerçekleşmiştir. Harici satış, tespit tarihinden sonraki bir tarihe rastladığı için olaya 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinin uygulanması mümkün değildir. Anılan hükümde, harici satışın tespit tarihinden önce yapılmış olması ve tespit tarihine kadar davasız, aralıksız malik sıfatıyla 10 yıldan fazla süre ile geçmiş olması gerekir. Bu nedenlerle mahkemenin benimsediği gerekçeye katılmak mümkün bulunmamaktadır. Dava dilekçesindeki açıklamalar karşısında MK.nun 639/2. maddesi hükmü uyarınca uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması meselesine gelince: HUMK.nun 76. maddesi hükmüne göre; maddi olayların ileri sürülmesi taraflara, bunların nitelendirilmesi ve uygulanacak Kanun maddesinin belirlenmesi hakime aittir. Kayıt maliki 1962 yılında ölmüş olup, dava tarihine kadar uyuşmazlık konusu paylara ait kayıtlar intikal görmemiştir. Davacının dava konusu payları kapsayan taşınmaza Kanunda belirtilen koşullar altında 20 yıldan fazla süre ile zilyet olunduğu belirlenmiş bulunduğuna göre, tapu kaydı MK.nun 639/2. maddesi hükmü karşısında hukuki değerini yitirmiş olmaktadır.
Davacının iptal ve tescil davası açma hakkı doğmuş bulunmaktadır.
Mahkemece, değişik gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hüküm açıklanan gerekçeler karşısında sonucu itibariyle doğru olmaktadır.
Davalılardan Mustafa ve Şerafettin vekilinin temyiz isteğinin reddi ile usul ve Yasaya uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), 77.000.000.-lira peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 153.155.400.-liranın temyiz edenden alınmasına, 3.12.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.