 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 2001/7744
K: 2001/8926
T: 6.12.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- 8.4.1960 GÜN VE 15/7 SAYILI YARGITAY İNANÇLARI BİRLEŞTİRME KARARININ UYGULAMA ALANI
- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI VE ZİLYETLİK
YOLU İLE KISMİ EDİNME
ÖZET: 18.4.1960 gün ve 15/7 sayılı Yargıtay inançları Birleştirme Kararına göre; kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile kısmi edinme mümkün bulunmamakta idi. 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15/2. maddesinde taşınmaz, tapuda kayıtlı olsun veya olmasın onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle edinmesinin caiz olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 33/3. maddesi yoluyla anılan hükmün, bu nevi edinmelerle olanak tanınması karşısında tarih ve sayısı açıklanan Yargıtay inançları Birleştirme Kararının uygulanma kabiliyeti kalmamıştır. Belirtilen bu hüküm karşısında mahkemenin bu yöne ilişkin kararının gerekçeside doğru değildir.
(YİBK., 18.4.1966 tarih ve 15/7 s.)
(3402 s. Kadastro K. m. 15/2)
Cahit ile Ali ve Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair (Kadıköy ikinci Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 18.10.1999 gün ve 32-834 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı, dava konusu parsele ait tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, dayanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 1275 ada 69 parselin tapu kaydının MK.nun 639/2. maddesi hükmü uyarınca hukuki değerini yitirdiğini ileri sürerek iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının uyuşmazlık konusu taşınmazın tümüne zilyet olmadığı, 18.4.1960 gün ve 15/7 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararına göre kısmi zilyetliğin kazanma sağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı; dilekçesinde, 550 m2 yüzölçüme sahip taşınmaza 1961 yılından bu yana davasız, aralıksız 20 yıldan fazla süre ile malik sıfatıyla zilyet olduğunu açıklamıştır. Yapılan keşifte ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu edilen taşınmazın 1275 ada, 69 parsel olmayıp, 3060 ada, 11 parsel kapsamında kaldığı açıklanmıştır. 3060 ada, 11 parselin tapu kaydı getirtilmemiştir. Bilirkişi raporuna göre; 3060 ada, 11 parselin yüzölçümü 529 m2'dir. Taşınmaz değişmediğine göre, tapu kaydına ait ada ve parsel numarasının her zaman düzeltilmesi mümkündür. Tapu kaydındaki miktar karşısında davacının taşınmaza kısmen zilyet olduğu yolundaki mahkemenin gerekçesi dayanaksız kalmaktadır. Kısmi edinme ile ilgili gerekçeye gelince: Gerçekten de 18.4.1960 gün ve 15/7 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararına göre; kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile kısmi edinme mümkün bulunmamakta idi. 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15/2. maddesinde; taşınmaz mal, tapuda kayıtlı olsun veya olmasın onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının bu kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle edinmesinin caiz olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 33/3. maddesi yoluyla anılan hükmün, bu nevi edinmelere olanak tanıması karşısında tarih ve sayısı açıklanan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanma kabiliyeti kalmamıştır. Belirtilen bu hüküm karşısında mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesine de katılmak mümkün bulunmamaktadır.
İşin esasına gelince: Yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Az önce de açıklandığı üzere; 3060 ada, 11 parselin tapu kaydı getirtilmemiştir. Tapu kaydının getirtilmesi, davanın kayıt malikinin mirasçılarına yöneltilmesi, tapu kaydının oluşumuna esas olan imar uygulamasına ait belgelerle varsa dayanak tüm belgelerin getirtilerek dosya arasına konulması, dayanılan sebep bakımından iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanması, uyuşmazlığın çözümünde MK.nun 448. Maddesi hükmünün nazara alınması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve 3.240.000. -lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6.12.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.