 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E : 2001/447
K : 2002/9135
T : 13.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
(1086 s. HUMK/163, 258)
M. G. ile Hazine ve K. Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davsının reddine dair Halfeti Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 11.07.2002 gün ve 447/679 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı M. G. tarafından süresinde istenilmiş ise de; Hüküm tarihine nazaran uyuşmazlığa konu teşkil eden taşınmazın değeri 800.000.000 lirayı aşmadığından duruşma talebinin kıymet yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süreye uyulmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine göre, bu tür yerlerin tescilinin istenilmesi halinde Kanunda öngörülen şekilde araştırma ve incelemenin yapılması gerekmektedir. Mahkemece 07.03.2002 günlü yargılama oturumunda 08.05.2002 günü keşif yapılmak üzere 115.750.-lira keşif avansının belirlenen keşif gününe kadar davacı tarafından Mahkeme veznesine yatırılması ve davacıya tanıklarını keşif yerinde hazır etmesi için mehil verilmiş, belirtilen günde keşfe gidilmemesi üzerine 30.05.2002 günlü yargılama oturumunda önceki yargılama oturumu ara kararına yollama yapılmak sureliyle yeniden kesif yapılması hususu tekrar edilmiş ve 11.07.2002 günlü oturumda da davanın reddine kurur verilmiştir 07.03.2002 günündeki ara kararı keşfin yapılmanı yönünden davacıya yükletilen hak ve yükümlülükler bakımından yeterli olmadığı gibi davacıya tanıklarını keşif yerinde hazır bulundurmak üzere bir yükümlülükte yüklenemez. HUMK.nun 258. maddesi hükmü uyarınca tanıkların davetiye ile çağırılıp dinlenilmesi gerekir. Mahkemece yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde hazır bulunmak üzere çağırılmalan için gerekli giderleri yatırmak üzere davacıya önel verilmesi ve dinlenecek kişilerin davetiye ile çağırılması gerekir. Ayrıca yerel bilirkişilerin temini bakımından yapılan hazırlıkta yetersizdir. HUMK.nun 163. maddesi hükmü uyarınca verilen kesin sürenin bir hakkın düşümüne yol açabilmesi için taraflara yükletilen yükümlülüklerin ve bunların gerektirdiği giderlerin açık seçik olarak belirtilmesi gerekmektedir. Kanuna uygun olmayan ara kararı ve verilen süreye riayetsizlikten ötürü yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu nedenle Mahkemenin gerekçesine katılmak mümkün değildir. Tescil konusu taşınmazın hangi tarihte ve hangi sebeple tespit dışı bırakıldığının Kadastro Müdürlüğünden sorulması, mevcutsa komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanak belgelerin getirtilip dosya arasına konulması, ondan sonra yerel ve teknik bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz başında keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK. nün 258. maddesi uyarınca davetiye ile çağırılarak, taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmaya elverişli bir yer olup olmadığı, kazanılmaya elverişli bir yer ise, davacının zilyetliğinin başlangıcı, süreci ve niteliğinin kendilerinden sorulması, Fırat nehrinin aktif yatağı etkisi altında kalan bir yer olup olmadığı hususunda jeolog uzman bilirkişiden, kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi bakımından ziraatçı uzman bilirkişiden gerekçeli rapor alınması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.
Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 4.960.000.-lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 13.12.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.