 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E : 1999/3905
K : 1999/4706
T : 20.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Ulviye G... ve müşterekleri, Abdulvahit Y.. ile Hazine ve Aşağıyurtcu Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne kısmen reddine dair Ankara 13.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 20.09.1996 gün ve 302/856 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili, Ulviye G... ve müşterekleri vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacılar dava dilekçelerinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Hazine ve Köy davanın reddine karar verilmesini savunmuş Mahkemece davanın kısmen kabulüne,kısmen reddine karar verilmesi üzerine hükmün kabule ilişkin bölümleri Hazine, radde ilişkin bölümü ise davacı Ulviye G... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiş tir.
Davacılar, ayrı ayrı açtıkları ve birleştirilen dava dosyaları içerisindeki dilekçeler ile tescil konusu taşınmazların ekilemez arazi niteliği ile tesbit dışı bırakıldığını , dava tarihinden geriye doğru 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarrufta bulunduklarını, adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı köy, taşınmazların köy orta malı mera olduğunu. Hazine de Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Komşu köyler halkı arasından dinlenen yerel bilirkişi; taşınmazların öncesi ve niteliği hakkında bilgisinin bulunmadığını, davacılar tanıkları ise, taşınmazların öncesi itibariyle ekilemez arazi olduğunu, 1965 yılından sonra taşınmazlarının bitişiğinde bulunan bu yerleri genişletmek suretiyle tasarrufta bulunduklarını, davalı Hazine tanıkları ise, taşınmazların 1965 tarihine kadar köy orta malı mera olduğunu,bu tarihten sonra davacılar tarafından peyderpey tarla haline getirildiğini ve tasarrufta bulunulduğunu bildirmişlerdir. Davalı koy tanığı ise, taşınmazların köy merası olmamasına rağmen ekilemez arazi olması nedeniyle hayvanların otundan yararlandığı bir yer olduğunu bildirmiştir. Jeolog ve ziraat mühendisleri uzman bilirkişiler tarafından müşterek düzenlenen 12.12.1991 günlü raporda, taşınmazların batısının halen köy otlakiyesi ve hali durumda bir yer olduğunu .meyilli olan taşınmazın ekilip biçilmesi sonucu doğal bitki örtüsünü 4-5 yıl kadar önce yitirmiş olacağını bu nedenle taşınmazın hangi tarihten itibaren kültür arazisi niteliğini aldığının belirlenemeyeceğini bildirmişler, davacıların itirazda bulunmaları üzerine 2.defa yapılan kesifte dinlenen ziraatçı uzman bilirkişi Ramazan D... tarafından düzenlenen 07.03.l998 günlü raporda taşınmazların %25-30 eğime sahip olması nedeniyle ekim ve sürümünün zor olduğu, yer yer engebeli olup taşınmazların 2/3 oranındaki kısmının taşlık, çakıllık ve sürülmemiş arazi niteliğinde bulunduğu, üzerinde doğal bitki örtüsünün yer aldığı açıklanmıştır. Mahkemece toplanan deliller ve yapılan incelemeler gözönünde tutularak 28.O/.1998 günlü krokide B harfi ile gösterilen 29050 .metrekarelik yerin davacılardan Ulviye ve arkadaşları adına,aynı krokide C harfi ile gösterilen 10950 metrekarelik yerin davacı Abdülvahit Y... adına,tapuya tesciline A harfi ile gösterilen bölüm hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, krokide A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümün dava mevzuu edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı Ulviya ve arkadaşları tarafından verilen dilekçede kendilerine ait 161 parselin batısında yaralan taşınmaz bölümünü dava ettikleri açıkça belirlenmiş olup ayrıca dilekçede göstermiş oldukları miktar A ve B harfleri ile gösterilen miktarıda kapsamaktadır,Ger ek dava dilekçesindeki açıklamalar ve gerekse miktar yönündeki bilgiler gözonünde tutulduğunda taşınmazın bu bölümünün de dava mevzuu edildiğinde duraksamamak gerekir. Mahkemenin red gerekçesi bu bakımdan yerinde değildir. Davacılar Ulviye ve arkdaşlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde bulunmaktadır.
Hazinenin temyiz itirazlarına gelincEsas no: Taşınmazların köy orta malı mera olduğu savunulduğuna ve yapılan inceleme ile de taşınmazların hayvan otlatılan yerler olduğu bildirildiğine göre Yargıtayın yerleşmiş uygulamaları gözönünde tutularak taraf tanıklarının bu yerden yararlanmayan komşu köyler halkı arasından "seçilip dinlenilmeleri gerekmektedir. Geri çevirme üzerine getirtilen parsellere ait vergi kayıtları okunaksız olduğu için kayıtlardaki sınırlar bakımından da herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Diğer yönden ziraatçı ve jeolog bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlara göre taşınmazların niteliği tam olarak belirlenmemiştir. Taşınmazların çevresinde otlakiye olarak tesbit dışı bırakılan yerler bulunduğuna, taşınmazların meyilli ve üzerinde ekim ve sürüm işleminin yapılmasının zor olduğu açıklandığına, özellikle, 27.03.1998 günlü raporda krokide A,B ve C harfleri ile gösterilen taşınmazların nitelikleri açıklandıktan sonra düz kısımlarında, sürülüp işlenerek susuz tarla tarımı yapılabileceği açıklanmıştır. Raporlardaki bu açıklamalar karşısında taşınmazların özel mülkiyet şeklinde tasarruf edilen yerler olduğu belirlenmiş değildir. Ayrıntıları raporlarda yazılı olduğu üzere taşınmazların belirlenen durumları gözönünde tutulmak suretiyle üstün vasıflarının belirlenmesi, dava tarihinden geriye doğru ekonomik maçlarına uygun olarak tasarruf edilip edilmediklerinin belirlenmesi gerekir. Tüm bu yönler gözönünde tutularak komşu köyler halkı arasından seçilecek tanıklardan taşınmazın öncesi itibariyle niteliği, köy orta malı olup olmadıkları,ayrıca davacıların zilyedliklerinin başlangıcı, süresi ve niteliğinin kendilerinden ayrıntılı olarak sorulması, ziraat mühendislerinden oluşan bir heyet aracılığıyla niteliklerinin, özellikle, dava tarihinden geriye olan durumlarının belirlenmesi, komşu parsellere ait okunaklı vergi kayıt örneklerinin getirtilip uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekir. Davacılar Ulviye ve müşterekleri ile davalı Hazinenin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve 1.370.000 TL. peşin harcın istek halinde davacılara iadesine 20.05.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.