 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5037
Karar No : 1998/9732
Tarih : 5.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU KAYDINDA MALİKİN KİM OLDUĞUNUN
BİLİNMEMESİ
TAPU MALİKİNİN BİLİNMEYEN KİŞİ OLUP OLMADIĞININ
ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
KARAR ÖZETİ: MK.nun 639/2. maddesi hükmüne göre "Tapu kaydında maliki kim olduğu anlaşılamama" sebebine dayalı tapu iptal davalarında, taşınmaz mal sahibinin kim olduğunun bilinebilmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkartılabilmesinin olanaksız olması gerekir.
Tapu malikinin bilinen kişi olup olmadığının, nüfus idaresinden sorulması, kadastro gören yerlerde kadastro tutanağının incelenmesi, komşu kayıt malikinin dinlenilmesi, Askerlikle ilgisi olanların Askerlik şubelerinden araştırılması, ilgisi varsa diğer resmi kurumlardan araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
(743 s. MK. m. 639/2)
Şenol ile Hazine, dahili davalılar Belediye Başkanlığı, Şuayip ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair (Trabzon 2. Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 4.6.1997 gün ve 615/131 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı MK.nun 639/1. maddesindeki bilinmeyen kişi hukuki nedenine dayanarak dava konusu 415 pafta 2 parsel numaralı taşınmazdaki Kadir'e ait 18/24 hissenin Kadir'in bilinmeyen kişi olması nedeniyle iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece hisse maliki Kadir'in bilinmeyen kişi olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz 11.11.1954 yılında yapılan tapulama tespiti sonunda; uygulanan Ağustos 1329 tarih 51 sıra numaralı tapu kaydının maliki Dağıstan Hacı Süleyman Efendi Mahdumu Hacı Mehmet'in 1938 yılında ölmesiyle geriye bıraktığı karısı Hacı Ayşe ile ölü kardeşinin oğlu Kadir ve Ayşe'nin 1949 yılında ölmesiyle baba bir kardeşi Sakine'nin kızı Müzeyyen ile Sakine'nin ölü oğlu Mehmet Salih evlatları Şuayip, Selma ve Nuran'a kaldığı, Müzeyeninde hissesini Şuayib'e satması sonucu kendi hissesi ile birleştirilerek sonuç itibariyle 18/24 hissenin Kadir, 4/24 hissenin Mehmet Salih oğlu Şuayip 1/24'er hissenin Mehmet Salih Kızı Selma ve Nuran adlarına tesciline karar verilmiştir. Tutanakta yapılan bu intikal ve tespit dosyada mevcut tapu maliki ve muris Süleyman oğlu Mehmet adına alınan 23.3.1949 tarih 1949/90-178 sayılı Trabzon Asliye Hukuk Mahkemesinin mirasçılık belgesine göre yapılmıştır. Mirasçılık belgesinde muris Süleyman oğlu Mehmet'in 1938 yılındaki ölümü ile mirasçılarının yukarda açıklanan kişiler olduğu belirtilmiştir. Mirasçılardan Kadir veraset belgesinde ve tutanakta Mehmet'in ölü kardeşinin oğlu olarak geçmektedir. Mehmet'e ait getirtilen nüfus tablosunda sadece eşi ve kızı belirtilmiştir. Babası Süleyman ve Annesi Fadime'ye ait nüfus aile tablosu getirtilerek Süleyman'ın çocukları araştırılmamış dolayısıyla mirasçılık belgesinde ve tapulama tutanağında geçen muris Mehmet'in ölü kardeşinin oğlu Kadir'le, muris Mehmet arasındaki ilişki ve Kadir'in babası tespit edilmemiştir. Bu sebeple bilinmeyen kişi yönünden mahkemece yapılan araştırma yetersizdir. Bu kerre muris Mehmet'in babası Süleyman'a ait nüfus aile tablosunun getirtilerek iptali istenen 18/24 hisse maliki Kadir'in babası olan ve Mehmet'in kardeşi Süleyman'ın oğlu olması gereken ölü şahsın kim olduğu ve Kadin'in babası belirlenerek muris Mehmet'le ilişkisi tespit edilmelidir. Dava MK.nun 639/2. maddesinde ifade edilen "tapu sicilinden maliki kim olduğu anlaşılamayan" hukuki sebebine dayanan tapu iptal ve tescil davasıdır. MK.nun 639/2. maddesinde ve fıkrasında yer verilen sicilde yazılı bulunan "malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinebilmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının olanaksız olmasıdır". (HGK: 10.4.1991 gün 1991/8-51-194) Yargıtay İçtihatlarına göre genel olarak gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinemediğinin kabulü gerekir. Ayrıca tapu kaydındaki malik sütununun boş bırakılmış, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmiş olması veya tapu kaydının mevcut olmayan bir şahıs (Nam-ı mevhum) adına tescil edilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir.
Davacı MK.nun 639/2. maddesine dayandığına göre tapu malikinin gerçekte mevcut olan bir kimse olup olmadığının davacı tarafından ispatı gerekir. Ancak bu yön mahkemece gereği gibi araştırılmamıştır. Yukarda açıklandığı şekilde muris Mehmet'in babası Süleyman'a ait nüfus aile tablosunun celbi ile birlikte aşağıda yazılı hususlarda da araştırma yapılarak Kadir'in bilinen kişi olup olmadığının tespiti gerekir.
1- Pay iptali istenen 415 pafta 2 parsel numaralı tapu kaydının dayanağı olan ve bu parsele revizyon gören Ağustos 1329 tarih 51 sıra numaralı tapu kaydının tüm tedavüllerinin ve kayda esas olan evrakı müsbitenin tapu, nüfus kayıtlarıyla belgelerinde Nüfus idaresinden getirtilip incelenmesi, gerekirse bilirkişi incelemesi yapılması,
2- Tapulama ve kadastro gören yerlerde ve kadastro sonucu oluşan tapularda kadastro bilirkişileri tutanaklarından tespit edilerek dinlenmeli, tutanağı belgeler getirtilip incelenmeli,
3- Dava konusu taşınmaza komşu tapu ve parsellenin tespit ve dava tarihindeki malikleri dinlenmeli, komşu taşınmaza ait tapu ve tapulama (kadastro) tespitine dayanak olan belgeler ve kayıtlarda ilk tesislerinden itibaren bütün tedavülleri ile birlikte getirtilerek dava konusu taşınmazı kime ait olanak gösterdiği incelenmeli ve tanık sözleri de bu belgelerle denetlenmelidir.
4- Resmi Daire ve müesseselerden bu arada Askerlik Şubesinden gerekli araştırma, gerekirse zabıta araştırması yapılmalı,
5- Gerektiğinde bu hususla ilgili olarak yaşlı kimseler arasından seçilecek bilirkişi ve tanıklar dinlenmelidir.
Açıklandığı şekilde yapılacak araştırma sonunda kayıt malikinin kim olduğu ve gerçekten mevcut olan bin kimse olduğu anlaşılırsa malikin kendisi, ölmüş ise mirasçılık belgesi istenerek mirasçıları araştırılıp sağ iseler davanın bunlara yöneltilmesi, ölmüş iseler mirasçılarının davaya katılması için davacıya önel verilmeli ve taraf teşkili işlemleri tamamlanmalıdır. (HGK. 10.4.1991 gün 1991/8-51-194-HGK. 5.2.1992 gün 1991/8-590-31) Malik mirasçı bırakmadan ölmüş ise MK.nun 448. maddesine göre mirası hazineye kalacağından Hazineyi davaya dahil etmek için davacıya mehil verilmeli ve böylece taraf teşkili işlemleri tamamlanmalıdır. Somut olayda Hazine hasım gösterildiği için bu durumda yeni malikin belirlenmesi ve mirasçı bırakmadan ölmüş olması halinde Hazinenin tekrar davaya dahil edilmesine gerek kalmamıştın.
Açıklandığı şekilde yapılacak araştırma sonunda tapuda yazılı malikin kim olduğu anlaşılamıyorsa o takdirde MK.nun 639/2. maddesindeki "tapu sicilinde malikin kim olduğu anlaşılamayan" hukuki sebebinin varlığı kabul edilerek maddedeki diğer koşullarda araştırılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. İptali istenen pay' maliki kadir'in bilinmeyen kişi olup olmadığı hususunda titiz bir araştırma yapılmadan sadece gazete ile ilan ve tanık beyanlarına dayanmak suretiyle Kadir'in bilinmediğinin kabulü ile ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları da yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) 5.10.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.