 |
T.C.
YARG1TAY
8. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/2316
Karar No : 1998/7739
Tarih : 3.7.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İMAR VE İHYA YOLU İLE İKTİSAP
DEVLETİN HÜKÜM VE TASARRUFU ALTINDAKİ
YERLER
KARAR ÖZETİ: Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin imar ve ihya yolu ile iktisabı için 3402 sayılı kanunun 17. maddesindeki koşulların tamamlanması gerekir. Anılan maddenin arazi ile ilgili koşulu taşınmazın orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerlerden olmasıdır. Bu araştırmaların yapılabilmesi için taşınmazın zilyetliğinin başladığı tarihteki niteliğinin tesbiti ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, olmadığının, taşınmaza emek ve masraf yapılıp yapılmadığı ihyanın kimin tarafından ne zaman yapıldığı araştırılmalı, uzman bilirkişice inceleme yaptırılması, toplanan delillerin taktiri ile sonuca göre bir karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 17)
Mürsel ve Günay ile Hazine, T.... köyü muhtarlığı aralarındaki tescil davasının reddine dair (Ankara-Gölbaşı Asliye Hukuk Hakimliği)'ndenverilen 30.12.1997 gün ve 768-648 sayılı hükmün Yargıtay'ca 'incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacılar murislerinden intikal eden zilyetlik ve imar ihya nedenine dayanarak dava konusu taşınmazın adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece gerekçede açıklandığı şekilde imar ihyanın emek ve masrafla ilgili unsurunun olayda bulunmadığı düşüncesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz 1953 yılında yapılan tapulama tespitinde taşlık yerlerden olması nedeniyle tespit dışı bırakılmıştır. Taşınmaz bu niteliği itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmakla, iktisabı ancak 3402 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların tamamlanması ile mümkündür. Anılan maddenin arazi ile ilgili koşulu taşınmazın orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerlerden olmasıdır. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; 1953 yılında köye tapulama girdiğinde taşınmazın bulunduğu yerin taşlık olması nedeniyle ölçüm yapılamadığını ve 1953 yılında tahdit dışı bırakıldığını, davacıların murisi Sami'nin taşınmazdaki iri ve sabit taşları dava gününden 25 yıl önce sökerek parçaladığını, taşınmaz üzerinde yapılan traktör faaliyetleriyle kültür arazisi haline getirildiğini, emek ve beden sarf ı ile de imar ihya yoluyla taşınmazda hububat ekimi yapmak suretiyle 25 yıldan beri nizasız, fasılasız malik sıfatıyla tasarrufunu sürdürdüğünü açıklamışlardır. İhyanın başladığı tarihteki taşınmazın niteliğinin tespiti ile ihyanın isbatı maddi olaylardan olup, bu hususta tak-diri delil ilkesine başvurarak maddi olayın yani taşınmazın ihyadan önceki niteliğinin ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığının, taşınmaza emek harcanıp harcanmadığı ve masraf yapılıp yapılmadığı ve ihyanın kimin tarafından ne zaman yapıldığı ve bitirildiği tarih gibi olayların tanıkla isbatı gerekir. İhyanın geçmişe ilişkin evrelerinin bilimsel incelemelerle tespiti mümkün ise bu yolda incelemeye dayanan uzman bilirkişi düşüncesine de müracaat gerekir. Somut olayda mahkemece ziraat bilirkişisi de dinlenmiş bilirkişi raporunda: taşınmazın emek ve para sarfı ile imar ihyasının tamamlandığı ve uzun yıllardan beri hububat tarlası ve tarım arazisi olarak kullanıldığı açıklanmıştır. İhyanın masraf ve emek sarfı ile ilgili unsuruna gelince:
Bir taşınmazın imar ve ihya edildiğinden söz edebilmek için kolayca tarım yapılabilmesi mümkün olmayan toprakta zor ve zahmetli ve gider gerektiren bir uğraşın verilmiş olması ve taşınmazın tarıma elverişli hale getirilmiş olması gerekir. Buradaki emek ve para harcanmasının zor ve zahmetli bir ihya işinin gerektirdiği ölçüde olması gerekir. Yukarıda açıklandığı gibi bilirkişi ve tanıklar davacının murisi tarafından 25 yıl önce başlatılan ihya işlemi sırasında o zaman taşlık olması nedeniyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazdaki taşların ve kayaların sökülüp parçalandığı ve üzerinde traktör faaliyetiyle de kültür arazisi haline getirildiği, emek ve beden sarf edildiği açıklandığına ve taşınmaz üzerinde zor ve zahmetli ve gider gerektiren bir faaliyetin gösterildiği belirlendiğine göre imar ve ihyanın emek ve para masrafı ile ilgili unsuru da yerine getirilmiş demektir. İhyanın 17. maddede açıklanan diğer unsurları da mahkemece yeterince araştırılmış bulunduğuna ve ihyanın emek ve para sarfı ile ilgili unsuruna yönelik gerekçesi de açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğine göre toplanan delillerin yeniden tartışılıp takdiri ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve 774.000.- lira peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 3.7.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.