DAVA : Dava konusu taşınmaz 1958 yılında yapılan tespit sonunda 259 parsel numarası ile N.A. adına tespit ve tescil edildikten sonra 1961 yılında yapılan ifraz sonunda üç ayrı parsele ayrılarak 342 parsel numarası ile davaya konu olan bölüm 15.9.1967 tarihinde 9205 metrekare yüzölçümü ile Necip Avcı tarafından oğlu Ş.A.'ya tapuda intikalen tamamı satılmıştır. Ş.A. taşınmaza malik olduktan sonra bu yeri haricen 13 parçaya ifraz ederek bir kısmını dava dışı şahıslara devretmiştir. Kendisi üzerinde de 8555/9205 pay bırakmıştır. Ş.A. bu payı 28.5.1980 tarihinde tapudan hibe yolu ile eşi S. A.'ya devretmiştir. Bu resmi devir işleminden sonra Ş.A. bu kerre 11.4.1990 tarihli senetle taşınmazın 480 metrekarelik bölümünü davacı N. Ö.'ye 600 metrekarelik bölümünü de eşi Sabiha'ya satış yapmıştır. Davacı Naşide haricen bu yeri satın aldıktan sonra aynı zamanda üzerinde villa tipi ev yapmıştır. Sabiha ise evvelce 28.5.1980 tarihinde kayden kendisine intikal eden 8555 paydan 2272 payını dava dışı Kürşat A.'ya kayden deretmiş, kalan payları ise kocası Şevki'nin haricen yapmış olduğu satışlara itibar ederek dava dışı diğer kişilere kayden devretmiştir. Kürşat A. ise Sabiha'dan kayden satın almış olduğu hisseyi 27.10.1994 tarihinde yani dava tarihinden önce yine tapudan resmi işlemle kayden davalı Ömer D.'ye devretmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin gayrimenkulü alır almaz diğer hissedarlara da ihtarname çektiğini, taşınmazı kendisinin aldığı ve tahliye etmelerini istediğini ve almış olduğu hisse üzerine değeri milyarlarca lira ile ölçülecek müstakil dubleks villa yaptırmak suretiyle içerisinde oturmakta olduğunu, davalının ise gayrimenkulü üçüncü kişilerin hisselerinin olduğunu bile bile tamamını değil, boş olan belli bir hisseyi satın aldığını, ancak tapuda tamamı görüldüğünden kötü niyetle tamamına sahip olma gayreti içerisinde olduğunu bu nedenlerle haricen satın aldığı 480 metrekarelik bölüm için tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili bu açıklamaları ile davasını M.K.'nun 648. ve müteakip maddeleri ile 931. maddesine dayandırmıştır. Davalının kötü niyetle satın aldığını yukarıda belirtildiği şekilde açıklamakla birlikte dava açmakla, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürdüğünü kabulü ile yukarıda açıklanan maddeler hükümlerine göre araştırma yapılması gerekir. Mahkeme davayı Yasal dayanağını belirtmeden vicdani kanaatin hasıl olduğu düşüncesiyle yanlış gerekçeye dayanarak kabul etmiştir. Oysa yukarıda açıklandığı gibi taraf iddia ve savunmalarının çerçevesi içerisinde delillerin araştırılıp takdir edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve Yargıtay duruşması için takdir edilen 20.000.000 lira vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya ödenmesine ve 3.600.000 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 12.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972