Salim K... ile Hazine ve Y... Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Anara 20. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.3.1995 günü ve 486/165 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

YARGITAY KARARI

L 27 2 m 2 yüzölçümündeki taşınmazın tesciline dair 10.3.1995 tarihinde verilen hüküm davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairece 19.12.1995 tarihinde, 30 günlük süre geçtikten sonra temyiz isteminde bulunulması nedeniyle istemin reddine karar verilmiş ve yine adı geçen tarafından vuku bulan karar düzeltme ve maddi hatanın düzeltilmesine dair istemlerin reddine karar verilmiştir.Hazine vekili, bu kararların maddi hataya dayandığını, temyiz isteminin süresinde yapıldığını ileri sürerek hatanın düzeltilmesini istemiştir. Belgeler üzerinde yapılan incelemede,10.3.1995 tarihli mahkeme kararının davalı Hazine vekiline 21.Nisan 1995 tarihinde tebliğ edildiği,adı geçen vekilinin bu kararı 17.5.1995 tarihli dilekçesi ile temyiz ettiği,bu dilekçenin 18.5.1995 tarihinde hakim tarafından kayda havale edilerek 22.5.1995 tarihinde 12409 numara ile 300.000 lira temyize gidiş geliş posta masrafı mahkeme veznesine yatırıldıktan .sonra aynı gün temyiz esas defterine kaydedildiği, ancak temyiz defterine 22.5.1995 tarihinde kaydedilen dilekçenin üzerine hatalı olarak 23.5.1995 tarihinde kaydedildiğine dair açıklama yapıldığı anlaşılmaktadır.

21.Nisan.1995 olan tebliğ tarihine göre Hazine yönünden temyiz süresi 21-Mayıs-1995 günü aksamı sona ermekte olup o gün tatil olması nedeniyle bu süre 22-Mayıs-1995 günü akşamına kadar uzamış bulunmaktadır. Temyiz dilekçesinin bu tarihte (22-Mayıs-1995 tarihinde) temyiz esas defterine kaydedildiği, defterin ilgili s a h i f elerine ait onaylı fotokopilerinin incelenmesinden anlaşıldığı gibi bu husus 24.10.1996 tarihli Dairemiz kararında da vurgulanmış ancak 30 gün olan 21.5.1995 tarihinin tatil gününe rastladığı gözden kaçırılmıştır. Nitekim bu husus ilgili mahkeme Yazı İşleri Müdürünün 9.1.1997 tarihili beyanı ilede doğrulanmış ve açıkça temyiz dilekçesinin esas defterine kayıt tarihi 22.5.1995 olduğu halde işlerin yoğun olması nedeniyle dilekçe üzerine zühul en 23.5.1995 olarak yazıldığı bildirilmiştir.

Bu açıklamalar karşısında 21.4.1995 tarihinde Hazine vekiline tebliğ edilen hükmün 22.5.1995 tarihinde Yasal süre içinde temyiz edildiği ilgili belgelerin incelenmesi ve mahkeme yazı İşleri müdürünün açık beyanı ile tesbit edildiğinden Dairenin maddi hataya dayalı olarak verilmiş 19.12.1995 tarih 5105-13877 sayılı temyiz isteminin süreden reddine dair kararı ile 17.4.1996 tarih 1223-3975 sayılı karar düzeltme, 10.7.1996 tarih 4754-7129 sayılı ve 24.10.1996 tarih 7174-8918 sayılı maddi hatanın düzeltilmesi istemlerinin reddine dair kararlarının kaldırılmasına oyçokluğuyla karar verildikten sonra temyiz incelemesine geçildi:

Taşınmazın bulunduğu yerde 1953 tarihinde tapulama çalışmaları yapıldığı dosya içeriğinden anlaşıl in a k tadır.Tapulamada hangi nedenle taşınmazın tesbit dışı bırakıldığı ve o tarihteki niteliğinin Kadastro Müdürlüğünden sorulması,gerekirse tapulama paftası üzerinde inceleme yapılarak bu hususun aydınlığa kavuşturulması, bitişik 225 parsel sayılı taşınmaza ait tapulama tutanağı ve varsa dayanak kayıt getirtilerek o tutanak ve kayıtta nizalı taşınmaz yönünün sınır olarak ne gösterildiğinin araştırılması tesbit edilen niteliğine göre zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde durulması bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerek irken,eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 27.1.1997 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Hükmün davalı Hazineye tebliğ tarihi ile temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt edildiği tarihe kadar (H.U.M.K.nün 434/2. maddesi)Hazine için öngörülen 30 günlük temyiz süresi geçmiş bulunduğuna ve bu nedenle Hazinenin temyiz ve karar düzeltme isteminin reddinde Yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ve maddi hata da söz konusu olmadığına göre hüküm kesinleşmiş bulunmak tadır.Dairenin çoğunluğu tarafından kesinleşmiş hükme ilişkin karar düzeltme v p temyiz isteminin süreden redde ilişkin kararlarının kaldı r ila r a k, işin esasının incelenmesine katılmıyorum.

KARŞI OY YAZISI

Dairece ittihaz olunan 10.7.1996 gün 1996/1754-7129 sayılı geri çevirme kararının gerekleri yerel' -mahkemece tam olarak yerine getirilmemiştir.

Şöyle ki;Bahse konu ilamda H.U.M.K.n un 434/2. maddesi de dikkate alınarak Hazine vekili Avukat Necla Selçuk tarafından düzenlenen ve 18.5.1995 hakim havaleli dilekçesinin hangi tarihte temyiz defterine kaydedildiğinin açık ve tereddüt e meydan bir akılmayacak bir- şekilde belirlenmesi hususuna değinilmişti.

Aradan geçen bunca zaman ve safahata karşın yukarıda belirtilen husus mahkemece gereği şekilde araştırılmamıştır. Son olarak, adı ve soyadı belli olmayan ve nerenin Yazı İsleri Müdürü olduğuda anlaşılamayan bir kişinin,9.1.1997 tarihini taşıyan ve kim tarafından alındığıda saptanamayan ve mahkeme hakimi tarafından da onaylanmayan ve dosyaya havalesi dahi yapılmayan beyanında,Hazine vekiline ait temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt tarihinin 23. 5. 1995 -olmayıp 22.5.1995 tarihi olduğu 23.5.1995 tarihinin ise zuhulen yazıldığı belirtilmiştir.

Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğinin 53.maddesi bu gibi durumlarda izlenecek yolu açıkça belirlemiştir. Aranılan şartları taşımayan ve mahkeme hakiminin onay yada havalesi gibi hiç bir katkısını içermeyen böyle bir belgeye (beyana) dayanılarak temyiz isteminin süresinde olduğunu kabule imkan yoktur.

Yapılacak iş,öncelikle dosya yeniden mahalline iade edilmeli ve ilk çevirme kararında değinildiği üzere,Hazine vekilince hazırlanan 18.5.1995 havale tarihli temyiz dilekçesinin 22.5.1995 tarihindemi yoksa 23.5.1995 tarihinde mi temyiz defterine kaydedildiği hususu mahkeme hakiminin bilgisi dahilinde araştırılmalı ve belgelenmelidir.

Gereken araştırma ve inceleme yapılıp (gazine vekiline ait temyiz dilekçesinin hangi tarihte temyiz esas defterine kaydedildiği açıkça belirlenip temyiz talebinin süresinde olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmadan,temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü ile işin esasıma girilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle Dairece çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972