 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/2869
Karar No : 1997/3768
Tarih : 16.06.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : C.G. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İskenderun 1. Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 19.9.1996 gün ve 350-970 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmaz 1981 yılında düzenlenen tutanağa göre, 1973 yılından öncesi Karaçay Deresi yatağı iken C.P. tarafından imar ihya edilerek tarım arazisi haline getirilmiş ise de imar ihya ile iktisap mümkün olmadığından Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Bu yerin öncesi 1975 parsel numarası olup bu parsel hakkında davacının bayii C.D. tarafından hazine aleyhine açılan 1982/347 esas numaralı tesbite itiraz davası sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve 1574 parselin krokide D harfi ile işaretli bölümünün davacılardan M.Ö. adına, A harfi ile işaretli bölümün 4 pay itibariyle 3 payının C.D., 1 payının da M.H.E. adına tesciline, kalan bölümünün ise B harfi ile gösterilmek suretiyle Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Dava konusu yer hükmen oluşan ve 1574 parselden ifrazen Hazine adına hükmen tescil olunan 2868 parseldir. 1574 parselle ilgili 982/347 Esas, 1985/126 Karar numaralı 16.7.1987 tarihli kesinleşen tespite itiraz davasında ziraatçı bilirkişi tarafından yapılan araştırmada, taşınmazın ziraat arazisi olduğu, içerisinde yer yer mevcut olan taşlık kısımın suların kesilmesi ile oluştuğu, kolaylıkla temizlenen bu taşların temizlenmesi ile taşlık bölümlerinde ziraat yapılabileceği bildirilmiştir. Dinlenen tanıklar taşınmazın önceki malik Osman tarafından buğday ekilmek suretiyle kullanıldığını ve bu kişiden C.D.'nin satın aldığını ifade etmişlerdir. Mahkemece tanıklar ile ziraatçı bilirkişi beyan ve raporuna dayanılarak hüküm verilmiştir. Davaya konu müfrez 2868 parselle ilgili ilgili dosyada yapılan ziraatçı bilirkişi incelemesi sonunda; davalı kısımda bitki örtüsünün bulunmadığı, taşlık olup, kültür arazisi özelliği ve üzerinde zirai faaliyette bulunulmadığı, taşlık olup, kültür arazisi özelliği ve üzerinde zirai faaliyette bulunmadığı, ancak civarında tatil siteleri ve evlerin bulunduğu beyan edilmek suretiyle taşınmazın ziraat arazisi niteliğinde bulunmayan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler niteliğinde bir yer olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü üzere dava konusu taşınmazın niteliği yönünden tespite itiraz dava dosyasındaki bilirkişi raporu ile dava konusu dosyadaki bilirkişi raporu çelişik ve taban tabana zıddır. Ayrıca temyize konu davada dinlenen tanıklarda taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başladığı tarihdeki niteliği hakkında da bilgi vermemişlerdir. Bu hususun da tanıklardan sorulup araştırılması gerekir. Yukarıda açıklanan 1982/347 esas sayılı kararın dayanağını teşkil eden kesinleşmiş itiraz dava dosyasının getirtilip taşınmaz niteliği ile ilgili bilirkişi raporlarının yeniden incelenip her iki dosyadaki raporlar arasındaki çelişkinin yeni bir ziraatçı ve gerektiğinde jeolog bilirkişi heyeti marifetiyle yapılacak inceleme ile giderilmesi, tanıklardan da yukarıda açıklandığı gibi taşınmazın niteliği ile ilgili bilgilerine başvurulup sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile hüküm verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 16.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.