 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E. 1996/7481
K. 1997/2554
T. 7.4.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
İMAR VE İHYA YOLU İLE KAZANMAK
BOZMA KARARINA UYULMASI
KARAR ÖZETİ : 1- Bozma kararında, dava koşulunun yerine getirilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece, davacıdan veraset belgesi istenmemiş, taraf gerçek kişiler dışında başka mirasçı olup olmadığı araştırılmamıştır. Veraset belgesi ve aile nüfus kaydı tablosu denetlenmemiş, başka mirasçı olup olmadığı tespit edilmemiştir.
2- İşin esasına gelince; taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihyaya elverişli yerlerden bulunup bulunmadığı hususu yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulması, çevrede bulunan parsellerin tapulama tutanakları getirtilip incelenmeli, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmalı uzman bilirkişiden rapor alınmalı, taşınmazın kıyı kanunu yönünden incelenmesi, jeoloji mühendisi veya jeolog aracılığı ise yerinde inceleme yapılması, Yargıtay içtihatları birleştirme kararı çerçevesinde aynı uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak, taşınmazın denizden kazanılmış yer olup olmadığı hususunda gerekçeli rapor alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(743 s. MK. m. 639, 640, 641)
Hami ve Sami ile Hazine, belediye başkanlığı, dahili davalılar Süreyya ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair, (Zonguldak 1. Asliye Hukuk Hâkimliği)'nden verilen 27.9.1994 gün ve 333-464 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Hükmüne uyulan 23.10.1991 tarihli bozma kararında, dava koşulunun yerine getirilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece davacıdan veraset belgesi istenmemiş, taraf gerçek kişiler dışında başka mirasçılar olup olmadığı araştırılmamıştır. Davacı mirasçılarını bildirir bir liste vermiş ise de, veraset belgesi veya aile nüfus kayıt tablosu olmadığı için verilen liste denetlenmemiş, başka mirasçılar olup olmadığı tesbit edilememiştir. Bozma kararına uyulduğuna göre, gereğinin tam olarak yerine getirilmesi gerekir. İşin esasına gelince; taşınmazın tutanağında öncesinin fundalık iken miras bırakan Ayşe tarafından 1938 yılında imar ve ihya edildiği yazılıdır. Buna göre taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihyaya elverişli yerlerden bulunup bulunmadığı hususunun yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulması, çevrede bulunan 815, 816, 821, 819 ve 818 parsellere ait tapulama tutanakları ve dayanak kayıtlar getirtilerek o tutanak ve kayıtlarda nizalı taşınmazın yönünün sınır olarak nasıl nitelendirildiğinin araştırılması, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde durulması, bunun için bu yerde evvelce orman sınırlandırması yapılıp yapılmadığı hususunun orman idaresinden sorulması, yapılmış ise harita ve tutanakların getirtilerek orman yüksek mühendisi seviyesinde uzman bir bilirkişi aracılığı ile yerinde uygulanarak taşınmazın haritadaki konumunun belirlenmesi, orman sınırlandırması yapılmamış ise memleket haritası, hava fotoğrafları ve orman amenajman planlarından yararlanılmak suretiyle taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığına dair aynı uzman bilirkişiden gerekçeli rapor alınması, bunlardan ayrı, taşınmaz Karadeniz kıyısında bulunduğundan taşınmazın Kıyı Kanunu yönünden incelenmesi, bunun için bu yerde evvelce kıyı kenar çizgisini gösterir harita düzenlenip düzenlenmediğinin Bayındırlık Müdürlüğü'nden sorulması, düzenlenmiş ise haritasının getirtilerek bir jeoloji mühendisi veya jeolog aracılığı ile yerinde uygulanıp taşınmazın bu haritadaki yerinin belirlenmesi, harita düzenlenmemiş ise aynı uzman bilirkişiden 1972 tarih, 7/4 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararı çerçevesinde aynı uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak taşınmazın denizden kazanılmış yer olup olmadığı hususunda gerekçeli rapor alınması, bunlardan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 7.4.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.