 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/10526
Karar No : 1997/3853
Tarih : 17.06.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : B.S. ile Hazine ve belediye başkanlığı aralarındaki tescil davasının reddine dair Şanlıurfa Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 12.11.1996 gün ve 325-976 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 6.5.1997 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. A.Y. ve karşı taraftan Hazine vekili Av.A.Ö. geldiler. Tebligata rağmen başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Bozma kararından önce yapılan 12.4.1993 tarihli keşifte dinlenen ve ziraat mühendislerinden oluşan heyetin keşif zaptındaki taşınmazla ilgili beyanlarında "taşınmaz şu andaki yapı itibariyle üçüncü sınıf tarım arazisidir. Sürülüdür. İçinde yer yer bazalt dediğimiz taşlar mevcuttur, traktörün girerek sürmesi (bilirkişilerden Yalçın ve Tahsin'e göre) mümkündür (diğer bilirkişi). Adalet'e göre mümkün değildir. Her üçüne göre de karabasanla sürülmesi mümkündür, kuru arazidir" şeklindeki beyanlarına rağmen bu beyan içerisindeki bilirkişilerden Adalet'in "sürülmesinin mümkün olmadığı" şeklindeki ifadesi dayanak yapılarak dava reddedilmiştir. Oysa gerek bozmadan önce gerek bozmadan sonra keşiflerde dinlenen ve ziraatçı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetleri tarafından verilen raporlarda taşınmazın ziraat yapılan halihazır durumu itibariyle kültür arazisi niteliğindeki yerlerden olduğu, etrafında muhtelif kooperatiflerin kurulmuş olması nedeniyle halihazır niteliğinin arsa niteliğinde bulunduğu, öncesi itibariyle ziraat arazisi olduğu gerek teknik bilirkişi raporunda, gerekse yerel bilirkişi beyanlarında belirtildiği ve davacı iddiası iktisap şartları itibariyle sabit olduğu halde bir tek bilirkişinin "traktörle sürülmesi mümkün değildir" beyanına dayanarak ve bu beyanı diğer raporlar karşısında gerekçesi açıklanmadan davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Açıklandığı gibi sabit olan davacı iddiası karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış ve dayanaksız, gerekçesiz düşünce ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için takdir edilen 6.000.000 lira vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine ve 250.000 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.