 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E. 1994/8613
K. 1994/10857
T. 4.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
GÖREV
KARAR ÖZETİ: HUMK.nun ilgili maddelerinde, mahkemenin görevinin dava olunan şeyin değerine göre tesbit edileceği belirlenmiş olduğu takdirde, dava tarihindeki gerçek değer nazara alınır. Bu husus, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan hakim tarafından resen gözetilir. Buna göre; bir tapu iptali ve tescil davasında, dava dilekçesinde yazılı, ya da mahalli bilirkişinin keşif sırasında bildirdiği miktar, günün ekonomik koşulları karşısında gerçek değeri yansıtmaktan uzak ise, mahallince yeniden keşif yapılarak taşınmazın dava tarihindeki gerçek değeri. saptanmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevli olup olmadığı düşünülmelidir.
(1086s. HUMK. m. 1,8)
Aşır ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair, (Kulu Sulh Hukuk Hakimliği) nden verilen 20.7.1992 gün ve 265-288 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Hüküm, Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesinin bakacağı dava ve işler HUMK.nun 8. maddesinde gösterilmiştir. Anılan maddenin 1. bendi hükmüne göre, miktar ve değeri 2.000.000 lirayı geçme. yen davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılır. HUMK.nun 1. maddesinde de görev, dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise, görevli mahkemenin tesbitinde, davanın açıldığı gündeki değerin esas olduğu belirtilmiştir, Davacı, dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu taşınmazların 1.800.000 lira değerinde olduğunu açıklamış, 10.7.1992 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi her iki taşınmazın dava tarihindeki değerinin 1.800.000 lira olduğunu bildirmiştir. 68400 ve 31600 m2. yüzölçüme sahip iki kıta taşınmazın 1.800.000 lira değerinde olduğu günün ekonomik koşulları karşısında kabul edilemez. Gerek dava dilekçesinde bildirilen ve gerekse yerel bilirkişi aracılığıyla belirlenen değer taşınmazların gerçek değerini göstermekten uzaktır. Hakim, tarafların dilekçede gösterdikleri veya bilirkişinin bildirmiş olduğu değerle bağlı değildir. Mahkemece kamu düzen ile ilgili olan görev hususu belirlenmek üzere yeniden bilirkişi veya bilirkişiler aracılığıyla uyuşmazlık konusu taşınmazların gerçek değerinin saptanması ve buna göre görev yönünün düşünülmesi gerekirken, bu yön gözönünde tutulmaksızın işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması yasaya aykırıdır. Hazinenin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 4.10.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.