 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E. 1994/329
K. 1994/10268
T. 22.9.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TESCİL
ŞİFALI SULAR
(Zamanaşımı ve zilyetlikle kazanma)
KARAR ÖZETİ: İçmeye ve yıkanmaya özgü şifalı sıcak ve soğuk sular, 927 sayılı Kanunun hükümleri uyarınca doğal kaynaklardan sayılır ve Anayasa' ya göre de, doğal servet ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altında olmakla, Medeni Kanun hükümlerine bağlı özel mülkiyet düzeninin kapsamı dışındadır. Bu durumda, özel mülkiyet düzenine bağlı bulunmayan böyle bir yerin, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olmadığı gibi, özel mülkiyet şeklinde tapuya tesciline de olanak yoktu,.
(2709 s. Anayasa m.168)
(743 s.MK.m.641)
Bereketli Köyü Muhtarlığı ile Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair, (Araklı Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 18.11.1993 gün ve 87-168 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı köy temsilcisi, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın MK.nun 639/1. maddesi hükmü uyarınca köy tüzel kişiliği adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Hazine, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel bilirkişi ve tanıklar tescil konusu taşınmazın içinde şifalı su bulunduğunu, davacı köyün bu yerden kaplıca olarak yararlandığını ve bu amaçla taşınmazın üzerine kaplıca. tesisleri yaptığını, 20 yıldan fazla süre ile zilyetliğini sürdürdüğünü bildirmişler, ziraatçı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda da aynı hususlar tekrar edilmiştir. Tescil konusu taşınmazın içinde içmeye ve yıkanmaya özgü şifalı sıcak ve soğuk maden sularının bulunduğu tartışmasızdır. Bu durumda, uyuşmazlığın 30.6.1926 gün ve 927 sayılı Sıcak ve Soğuk Maden Sularının İstismarı ile Kaplıcalar Tesisatı Hakkında Kanunun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Anılan Kanuna göre içmeye ve yıkanmaya özgü şifalı soğuk ve sıcak sular, doğal kaynaklardan sayılır. Anayasanın 168. maddesinde doğal servet ve kaynakların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu vurgulanmıştır. Görüldüğü üzere Anayasa, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan doğal servetleri ve kaynakları MK.nun hükümlerine bağlı özel mülkiyet düzeninin kapsamı dışında bırakmakta, Devlet malları içerisinde yer verilmiş olmaktadır. Özel mülkiyet düzenine bağlı bulunmayan böyle bir yerin, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu 'ile edinilmesi mümkün bulunmadığı gibi özel mülkiyet şeklinde tapuya tescili de mümkün bulunmamaktadır. MK.nun 641. maddesinin kapsamına giren bu tür yerlerin kazanılması, işletilmesi ve denetlenmesi kamu kanunlarına tabiidir. Tüm bu yönler gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması yasaya aykırıdır. Hazinenin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), 22.9.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.