 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/11960
Karar no : 1995/10771
Tarih : 17.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Fatma A... ve müşterekleri ile Hazine ve A... Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Ankara 7.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 29.4.1994 gün ve 374/299 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü.
YARGITAY KARARI
Davacı tarafından davalı Hazine ve Köy Tüzel kişiliği aleyhine açılan M.K.nun 3639/1.maddesine dayalı tescil davasının yargılaması sonucunda 30000 m2.lik yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmiş hükmü davalı Hazine temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 1950 li yıllarda tapulama çalışmaları yapılmış dava konusu taşınmaz ekilemez arazi olması nedeniyle tesbit dışı bırakılmıştır. Davacılar imar ve ihya hukuki nedenine dayanarak taşınmazın adına tescilini istemiştir. Dava nedeniyle dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının tamamı taşınmazın öncesinin köye ait hayvanların gelip geçtiği bir yer olduğunu sonradan davacılar tarafından tarla haline getirildiğini ifade etmişlerdir. Köy hayvanlarının gelip geçmek üzere kullandığı yerler köyün ortak kullanımına ayrılmış yerler olup bu gibi yerlerin imar ihya ve zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. Davanı reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA bozmada oybirliğiyle nedeninde oyçokluğuyla 17.10.1995 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Tescil konusu taşınmaz 1953 yılında "ekilemez arazi" niteliği ile tesbit dışı bırakılmıştır. Davacılar bu yerin murisleri İbrahim tarafından imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirildiğini ve 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarrufta bulunduklarını ileri sürerek adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Tanıklar taşınmazın üzerindeki taşların ayıklanmak suretiyle tarla haline getirildiğini 1960 yılından bu yana davacılar ve murisleri tarafından tasarruf edildiğini bildirmişlerdir. Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17 ve 14 maddesindeki koşulların oluştuğu görüşünden hareketle davanın kabulü yönüne gidilmiştir. Uyuşmazlığın niteliğine göre mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davada, ihya olgusuna dayanıldığına göre bu yönün kebin olarak kanıtlanması gerekir. Tanıkların beyanları bu bakımdan soyut olup hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Diğer yönden tanıklar taşınmazın öncesi itibariyle kır arazisi niteliğinde bir yer olduğunu köy hayvanların buradan gelip geçtiğini bildirmişlerdir. Bu anlatımlara göre taşınmazın yol niteliğinde bir yer olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Dairenin çoğunluğu taşınmazın köyün ortak kullanımına ayrılmış yerlerden bulunduğunun bu tür yerlerin imar ve ihya yolu ile kazanılamayacağı gözönünde tutularak davanın reddine işaret edilmiş ise de paftaya göre 246 ve 226 parsellerin batı ve kuzeyinde yer alan ekilemez arazi niteliği ile tesbit dışı bırakılan taşınmazın bir bölümü olup, geometrik şekline göre yol olarak nitelendirilecek bir yer değildir. Ekilemez, arazi niteliği ile tesbit dışı bırakılan bir yerde köy hayvanlarının geçmesi ve dolaşması o yerin kamuya ait bir yol olduğunu göstermez. Bu tür yerler M.K.nun 641.maddesinin kapsamında kalan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesi hükmüne göre koşullar mevcut ise böyle bir yerin ihya yoluyla kazanılması mümkündür. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir. Bu yönler gereği gibi araştırılmadan ve incelemeden davanın reddine işaret eden değerli çoğunluğun düşüncelerine bu bakımdan katılmak mümkün değildir. Hükmün az önce açıklanan gerekçelerle bozulması gerekirken niteliğin belirlenmeyen tescil konusu taşınmazın yol olarak kabul edilip davanın reddine karar verilmesine işaret eden bozma yerinde değildir. Hükmün bu gerekçe ile bozulması düşüncesindeyim.