 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E. 1993/8639
K. 1993/11586
T. 15.11.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
YOLSUZ TESCİL
KÖTU NİYET (İsbat yükü)
KARAR ÖZETİ: Yolsuz tescil sonucu oluşan tapu kaydını tapudan satın almak suretiyle temellük eden şahsa karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının dava açma iradesi, davalının iktisabının kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşır ve davacı bu iddiasını kanıtlamalıdır. Ancak, tapu kaydı satın alma suretiyle oluştuğuna göre; davalı da MK. nun 931. maddesi hükmüne dayanabilir. Bu durumda, tarafların gösterecekleri deliller toplanarak olay açıklığa kavuşturulmalıdır.
Yolsuz tescile dayanarak aynı hak iktisap eden davalının iyi niyetli olup olmadığı ve yolsuzluğu hangi hallerde bilmesi gerektiği araştırılırken kesin bir ölçü konması mümkün değil ise de, genel bazı kriterlerle birlikte önemli özel durumlarında araştırılması gerekir. Elde edilen verilere göre, davalının iyi niyet iddiasında bulunamayacak durumunun belirlenmesi halinde, artık kötü niyetin karşı tarafa ispatlattırılması gerekmez. Davalının kötü niyeti, mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır.
(743 s. MK. m. 2, 931, 932, 933)
Hasan ile Mehmet ve Ali, dahili davalılar Hazal ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair, (Van 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 26.2.1992 gün ve 49/79 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ve dahili davalılar taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Taraf iddia ve savunmalarına göre, davalılardan Ali'nin yolsuz tescile ve tapu kaydına dayanılarak iyi niyetli ayni hak iktisap ettiği ve dava konusu 720 parsel numaralı tapuya taşınmazı temellük ettiği anlaşılmıştır. Davacı, tapuda kayıtlı ve nizalı taşınmaz malı iktisap eden davalı Ali'ye karşı iptal davası açtığına göre, davacının dava açma iradesi, davalının iktisabının kötü niyete davalı olduğu iddiasını da taşır. Davalı Ali, adına tesis edilen nizalı taşınmaza ait tapu kaydı satın alma sonucu oluştuğuna göre MK.nun 931. maddesine dayanabilir. Ancak, davalının satın almada kötü niyetli olduğunun davacı tarafından iddia ve isbatı gerekir. Davacı, bu davayı açmakla davalının kötü niyetli olduğunu da iddia etmiş sayılır. Ancak, bu hususun tarafların ibraz edecekleri delillerle açıklığa kavuşturulması gerekir. Mahkeme, davalı Ali'nin kötü niyetli olduğunu araştırmadan kendi kanaat ve yorumu ile kötü niyetli olduğu sonucuna varmış ve davanın kabulüne karar vermiştir.
Yolsuz tescile dayanarak ayni hak iktisap eden üçüncü şahsın (davamızda davalı Ali'nin) iyi niyetli olup olmadığı ve yolsuzluğu hangi hallerde bilmesi gerektiği araştırılırken kesin bir ölçü koymak mümkün değil ise de, genel bazı kriterlerle birlikte önemli özel durumların araştırılması gerekir. Genel kriter olarak davalı üçüncü şahsın dayandığı tescilin yolsuz olduğu ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın genel hayat tecrübelerine ve hayatın doğal akışına göre bilip bilmediği veya normal görüşlü bir insanın farketmesi gereken dikkati sarfetseydi yolsuzluğu ve uyuşmazlığı bilecek durumda olup olmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca, bazı fiili karinelerden de yararlanılmalıdır. Örneğin, temellük edenin üçüncü şahısla akrabalık ilişkisinin bulunup bulunmadığı, taşınmazın el değiştirmesindeki çabukluk, değerinin çok altında bedelle satılması ve tarafların aynı yerde ikamet edip etmedikleri gibi olaylarda araştırılmalıdır. Ayrıca, 14.2.1951 tarih, 7/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davalı üçüncü şahıs durumunda olan Ali'nin vakıa ve karinelerden olayda iyi niyet iddiasında bulunamayacak durumunun mevcut olup olmadığı araştırılmalı ve iyi niyet iddiasında bulunamayacak durumun belirmiş olması halinde kötü niyetin diğer tarafa isbat ettirilmesine sebep ve gerek kalmayacağı ve kötü niyetin mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulacağı hususlarının da düşünülmesi gerekir.
Böylece, dinlenen davacı tanıklarından hangi olayın davalı Ali'nin kendisinden beklenen ihtimamı ve dikkati göstermediğini belirlediği mahkemece sorulup saptanmalıdır. Tanıklardan yukarıda açıklanan hususların sorulup araştırılması zorunlu iken bu yönler araştırılmadan mücerret kanaat ve kararla yetinilerek davanın kötü niyetli olduğunun kabulü ile kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün (BOZULMASINA) ve 11800 lira peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 15.11.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.