 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E. 1991/20391
K. 1992/16940
T. 23.12.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
İSKANEN VERİLMİŞ ARAZİ
ÖZET Taşınmaz mübadil Rumlara ait olsa bile, 3402 sayılı Kanunun 46. maddesine göre iskan ve tevzi işlemleri tamamlanmamış ve taşınmazlar iskanen verilmiş ise zilyed tescil isteyebilir.
(3402 s. Kadastro K. m. 46)
İbrahim vereseleri Tayyibe ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair, (Pendik Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 9.7.1991 gün ve 1580/827 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar, 2718 için imar, ihyaya ve zilyedliğe 2366 parsel için de iskan ve zilyedliğe dayanmışlardır. Mahkemece, taşınmazların "mütegayyip Rum'lardan" kaldığı gerekçesiyle davanın reddi yönüne gidilmiştir. Tanık ifadelerine göre, taşınmazlar davacıların murisleriyle birlikte ekleme zilyedliklen yirmi yılı çok geçmiştir. Bu durumda taşınmazlar kanun gereği devlete kalan yerlerden değil ise zilyedlik koşulu davacılar lehine oluşmuş olduğundan davacılar bunların kendi adlarına tescilini isteyebileceklerdir. O halde üzerinde durulması gereken husus, taşınmazların tasfiye kanunlarına tabi olup olmadığı hususudur. Bilindiği gibi firari ve mütegayyip kişilerle, mübadil Rumlardan kalan mallar kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilemez. Mübadil Rum'lar, Lozan antlaşması ve diğer antlaşmalar gereğince, mübadeleye tabi olan Rum Ortadoks Dini'nden Türk vatandaşlarıdır. 22.4.1963 gün 4041/ 94 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararında da belirtildiği gibi, (AMKD., S: 1, 1971, s: 231-246). firari ve mütegayyip kişilerle ilgili bulunan emvali metruke kanunları, özel hükümlere tabi olan mübadil Rum'lar hakkında uygulanamaz. "Firari ve mütegayyip kişiler" deyimiyle bilhassa vaktiyle, Türk Vatandaşı olan, Ermeni asıllı kişiler anlatılmak istenilmiştir. Evmali metruke kanunları ancak bunlar hakkında uygulanabilmektedir. Bu nedenle, ortadoks dininden olan Türk uyruklu Rum'lar, firari ve mütegayyip kişi sayılmazlar. Bu itibarla mahkeme hükmünde Rum'lar için kullanılan "firari ve mütegayyip kişiler" deyimi yerinde değildir. 1725 sayılı Kanunla tasdik edilen" Mübadelei Ahaliye Mütedair Lozan Muahedenamesiyle Atina itilafnamesinin Tatbikatından Mükevellit Mesailin, Sureti Kat'iyede Halli Hakkında Mukavelename"nin 2. maddesi hükmüne göre, mübadil Rum'ların Türkiye'de bıraktıkları menkul ve gayrimenkul malların tam mülkiyeti Türk Hükümeti'ne geçmiştir. Mübadele, İstanbul'da oturan Rum'larla, Batı Trakya'da oturan müslümanları kapsamaz. 1912 Kanunuyla sınırlandırıldığı biçimde, İstanbul Sehremaneti daireleri içinde, 30 Ekim 1918 tarihinden önce yerleşmiş bütün Rum'lar (etablis) İstanbul Rum ahalisi sayılır. Taşınmazların etablı sayılan İstanbul Rum ahalisine ait olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu yönün yöntemine uygun biçimde araştırılıp belirlenmesi ve taşınmazlar İstanbul Rum ahalisinden kalmış olupda, diğer koşullar tamam ise, o takdirde bu taşınmazların zilyedlik ve zamanaşımı yoluyla kazanılabileceğinin düşünülmesi gerekir. Bundan ayrı 2366 numaralı parselin iskanen verildiği ileri sürülmüştür. Taşınmaz mübadil Rumlara ait olsa bile, 3402 sayılı Kanunun 46. maddesine göre iskan ve tevzi işlemleri tamamlanmamış ve taşınmazlar iskanen verilmiş ise zilyed, tescil isteyebilir. Bu yönün araştırılması ve davacılara bu iddialarını kanıtlamak üzere mehil ve imkan verilmesi gerekir. Konusu taşınmazlara ait kayıt ve belgeler getirtilmiş ise de bunlar yerel bilirkişi aracılığı ile taşınmazlara uygulanmamış sadece fen memurundan alınan bilgi ile yetinilmiştir. Fen memuru ancak ölçü ve kroki işlerinden anlayan bir kişidir. Konusu kayıtlarda geçen isimleri bilmesi ve buna göre bir kaydın bir yere ait olup olamıyacığının bilmesi mümkün değildir. Bu kayıtların ve dayanaklarının o yen iyi bilen yaşlı kimseler arasından seçilecek yerel bilirkişiler aracılığı ile yerlerine uygulanması, bu kayıtlara göre nizalı taşınmazların ne suretle belirlendiğinin Rum'lardan kalıp kalmadığının saptanması, Rumlardan kalmışsa bunların rnübadil olup olmadıklarının araştırılması, Yerel bilirkişinin arz üzerinde göstereceği sınırların fen memuru tarafından düzenlenecek krokiye işaret ettirilerek, uygulanması, temyiz incelemesi sırasında denetlenmesine imkan verilmesi ve bundan sonra uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerekirken bunlardan zuhul ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 7700 lira peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.12.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.