Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E:1990/4214
K:1990/13465
T:15.10.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
* TESCİL DAVASI
* ORMAN SAYILMAYAN YER
* YETKİLİ MAHKEME
ÖZET : Orman içersinde bulunsa bile, bir taşınmaz tarım arazisi olarak tapu  kaydı ile tasarruf ediliyorsa böyle bir yer orman sayılmaz. Tapulama mahkemeleri orman ihtilaflarının çözümlenmesinde yetkili  değildirler. Anılan mahkemelerce böyle bir yerin  tesbit  dışı  bırakılması  gerekir.  Sözü edilen  gayrimenkul  hakkında  tamamen  tapu  sicilinin  tutulması  ile  ilgili  31/2.  maddenin  uygulanması sözkonusu olamaz. Orman konusunda asıl  uzman, Orman Kanununa göre kurulmuş olan orman kadastro komisyonlarıdır.
(6831 s. OK. m. 1/F)
(3402 s. Kadastro K. m. 18)
(766 s. Tapulama K. m. 31/2)
 
Hatice ile  Hazine,  Orman  İşletme  Şefliği  ve  Güzelköy  Köyü  muhtarlığı  aralarındaki tescil  davasının  kabulüne  dair,  (Karacasu Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 22.9.1989 gün  ve  320/172  sayılı  hükmün  Yargıtay'ca  incelenmesi Hazine vekili ile Orman İşletme Şefliği vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Nizalı  taşınmaz  davacının  paydaş  olduğu Temmuz-1957 tarih, 15 numaralı tapu kaydına müsteniden gezici arazi kadastro komisyonunca, davacı adına tesbit edilmiş olup bu tesbite Hazine  ve  Orman  İdaresi  itiraz  etmiş  ve  mahkemece yapılan yargılama sonunda; nizalı taşınmazın  Tarım  Bakanlığı'nın  cevabına  göre orman sayılan yerlerden olduğu, ancak bir yerin  orman  olup olmadığının belirlenmesi işi arazi kadastro mahkemesinin görevi dışında bulunduğu  gerekçesiyle  taşınmazın  orman olarak tesbit dışı bırakılmasına ve tahdide itiraz davalarının  selahiyetli  hukuk  mahkemelerince görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizliğe karar verilmiş, bu  kararın  davacı  tarafından temyizi  üzerine,  Yüksek  7.  Hukuk Dairesi'nce,  "nizalı  parselin  orman  sayılan  yerlerden  olduğu  Tarım  Bakanlığı'nın  karşılık yazısında belirtilmiştir. O yoldaki belirtme adalet mahkemelerinde münakaşa konusu olamaz. İş  bu karşılık yazı hakkında mahkemede üzerinde durulmaya değer bir beyan sebketmemiştir. Ormanların  tahdit  ve  kadastrosu,  Orman  Kanunu  uyarınca  özel  komisyonlar tarafından yapılacağı cihetle  ormanlar  tapulamaya tabi  tutulamaz.  Nizalı  parselin  orman  olarak tapulama dışı bırakılmasında  isabetsizlik  bulunmamaktadır.  Tapulama  dışı  bırakılan gayrimenkuller üzerindeki aidiyet  ihtilaflarının  halli  ve  o  nevi  gayrimenkuller  hakkında tescil  emri  verilmesi  gezici  arazi  kadastro  mahkemesinin  görevi  dışındadır. Hükmün dayandığı  sair  gerekçelere  göre  yerinde  olmayan  temyiz  itirazlarının  reddine"  denilerek hükmün onanması yönüne gidilmiş, bunun üzerine davacı tarafından verilen 7.12.1988 tarihli dilekçe ile zilyetlikten bahisle nizalı yerin tesciline karar verilmesi istenilmiştir.
Davacının  paydaş  olduğu  tapu  kaydının nizalı yere uyduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık  bulunmamaktadır. 6831 sayılı Orman Kanununun değişik 1. maddesinin (F) bendine göre,  orman  içerisinde  bulunsa  bile  bir  taşınmaz  tarım  arazisi  olarak  tapu kaydı ile tasarruf  ediliyorsa  böyle bir yer orman sayılmaz. Yüksek 7. Hukuk Dairesi'nin onama kararında  da  belirtildiği  vehiçle tapulama mahkemeleri 766 sayılı Tapulama Kanununun 2. maddesi  hükmüne  ve  5602  sayılı  Arazi  Kadastro  Kanununa  göre,  orman ihtilaflarının çözümlenmesinde yetkili bulunmamaktadırlar. Bir yerin orman olduğu tartışma konusu ise, bu mahkemelerce  böyle  bir  yer tesbit dışı bırakılacaktır. Orman konusunda asıl uzman, 6831 sayılı  Orman  Kanununa  göre  kurulmuş  olan orman kadastro komisyonlarıdır. Gerçekten de ormancılık  işi,  bir  uzmanlık işi olduğundan bir yerin orman olup olmadığını ancak orman kadastro  komisyonu  bilebilir.  Bu  yönün  ormanla  ilgisi olmayan tapulama ekipleri veya kadastro  komisyonları  tarafından  çözümü  yönüne gidilmesi doğru olamaz. O itibarladır ki, arazi  kadastro  mahkemesinin  tesbit  dışı  bırakmaya  ilişkin 1.4.1963 tarihli ve 1959/1075 esas, 1963/176 sayılı kararı bir görevsizlik  kararı  niteliğinde  bulunmaktadır.  Gerek kararda  açıklanan  gerekçelere ve gerekse onama kararında belirtilen açıklamalara göre bu hüküm tescil davasında kesin hüküm sayılmaz.  Tesbit  dışı  bırakılma  işleminin kesinleşmesinden  itibaren dava 10 yıl geçtikten sonra açılmış ise de, olaya ne 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi ne de 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2. maddesi hükmü uygulanamaz. Zira  işlem,  sadece  görevsizlik  ve  yetkisizlik  sebebiyle  tesbit  dışı  bırakma  işlemidir.  Bu işlemin  Kadastro  Kanunun  12.  maddesi  hükmüne  göre  tesbit sayılması mümkün değildir. Tapulama Kanununun 31/2. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre özel mülkiyet konusu olup tapuya  tescil  edilmesi  gereken  taşınmazlar hakkında hüküm ifade etmektedir. Ormanların Tapulama Kanununun 31. maddesi anlamında tapuya tescili mümkün bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kanunun 18. maddesinde belirtildiği gibi tesbit sadece bir sınırlama mahiyetindedir.  Böyle  bir  gayrimenkul  hakkında  tamamen  tapu  sicilinin tutulmasıyla ilgili 31/2.  maddesinin  uygulanması  söz konusu olmaz. O halde olayımızda davanın açılması için gereken  10  yıllık  sürenin  de dolduğu ileri sürülemez. Yerel mahkemece yapılan inceleme sonunda  taşınmazın  özel  mülkiyet  konusu yerlerden olduğu ormanla ilgisinin bulunmadığı belirlendiğine,  arazi  kadastro mahkemesince verilen hüküm kesin hüküm sayılmayacağına ve olaya Tapulama Kanununun 31/2. maddesi hükmünün uygulanması da mümkün bulunmadığına göre nizalı  taşınmazın  davacı  adına  MK. nun 639/1. maddesine göre tescil edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan  gerekçelere  göre  temyiz  itirazları  yerinde olmadığından  reddi  ile  usul  ve  yasaya  uygun olan hükmün (ONANMASINA) ve 2588 sayılı Kanunla  eklenen  492  sayılı  Harçlar  Kanununun  13/J  maddesi  uyarınca  Hazineden harç alınmasına  mahal  olmadığına  ve  3500  lira peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 14.500 liranın  Orman  İşletme  Şefliğinden  alınmasına,  15.10.1990  tarihinde  oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini