 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1990/2941
K: 1990/12239
T: 24.09.1990 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. MK.'nun 639. maddesi hükmüne göre bir taşınmazın zilyetlik yoluyla tapuya tescil edilebilmesi için öncelikle bu taşınmazın tapuda kayıtlı olmaması ve taşınmazın kültür arazisi durumunda bulunması gerekmektedir. Taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı tapu sicil müdürlüğünden sorulmamıştır. Ayrıca, taşınmazın niteliğine gelince: Ziraatçı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; taşınmaz üzerinde kısmen delice ve kısmen de aşılanmış zeytin ağacı bulunduğu, kuru tarım yapılabilecek, zeytinlik, bademlik ve harnupluk tesisi kurulabilecek ve hububat tarımı yapılabilecek durumda olduğu belirtilmiştir. Bir taşınmazın gelecekte tarıma elverişli hale gelmesiyle hali hazırda tarım arazisi olarak kullanılması arasında fark vardır. Eylemsel biçimde taşınmazın tarım arazisi durumunda bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece teknik bilirkişi olarak kendisine fotoğraf çektirilen kimse tarafından düzenlenen fotoğraflarda taşınmazın taşlık ve kayalık olduğu gözükmektedir. Fotoğraflar çekildikten sonra bilirkişiden yani ziraatçı bilirkişiden yeniden mütalaa alınması gerekir. Bilindiği gibi taşlık kayalık olan yerler ancak koşulları mevcut olduğu takdirde imar ihya yoluyla kazanılabilir. Halen tarıma elverişli olmayan taşlık kayalık yerler MK.'nun 641. maddesi hükmüne göre devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılır. Fotoğraflarda görülen fiziki durumla ziraatçı bilirkişinin mütalaası arasında uygunsuzluk bulunduğundan yeniden 3 ziraatçı bilirkişi aracılığıyla taşınmaz üzerinde inceleme ve araştırma yapılması, taşınmazın bu haliyle MK.'nun 639. maddesinin kapsamına giren kültür arazisi durumunda bulunup bulunmadığının belirlenmesi, ayrıca taşınmazın denizle olan ilgisinin anlaşılabilmesi bakımından denizden karaya doğru fotoğraf çektirilmek suretiyle denizle sınırının temyiz sırasında dahi incelenebilme olanağının sağlanması, ayrıca fotoğrafların jeolog bilirkişiye gösterilmek suretiyle fotoğrafta görünen kısımlar hakkında jeolog bilirkişiden mütalaa alınması, o yerde daha önce kıyı kanununa göre kıyı kenar çizgisinin belirlenmiş olup olmadığının araştırılması, buna dair bir harita varsa onun da getirtilip uygulanması, denizin devamı sayılan kısımların krokiye işaret ettirilmesi, ayrıca zilyetlikle kazanma sınırının belirlenmesi bakımından davacı şirket adına tapuya tescil edilmiş taşınmazlar varsa bunların da tarihleriyle birlikte tesbit edilmesi, bundan ayrı davacı şirketin ticaret sicilindeki ana sözleşmesi incelenerek amacına uygun şekilde gayrimenkul iktisap edebilme yetkisinin bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bunlardan zuhul ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.9.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|