 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E:1990/11474
K:1990/14368
T:30.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* TAPU İPTALİ VE TESCİL
* HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
ÖZET : 3402 sayılı Kadastro Kanununun 46. maddesinin 1. ve son fıkrasına göre; kadastro yapılacak veya daha önce tapulama ve kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 4753 sayılı Kanuna ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına tespit ve tescil edilip de Hazine tarafından kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve Hazinenin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar için iki yıl içersinde tescil ve iptal davası açılabilir.
(3402 s. Kadastro K. m. 46)
Mustafa mirascıları Hatice ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair, (İskenderun Asliye 1. Hukuk Hakimliği)nden verilen 7.2.1989 gün ve 358-24 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Mahkemece; dava, mülga Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesi hükmü gözönünde tutularak reddedilmiştir. Gerçekten de, tapulama tutanağının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar Tapulama Kanununun 31/2 ve Kadastro Kanununun 12. maddelerinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır. Ancak, 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 46. maddesinin 1 ve son fıkrasında, kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama ve kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına tesbit ve tescil edilip de Hazine tarafından kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve Hazinenin mülkiyetinde bulanan taşınmazlar için aynı hükme dayanarak iki yıl içerisinde iptal ve tescil davası açılabileceği öngörülmüştür. Davacı dilekçesinde, son çıkan 3402 sayılı Kanunun uygulanmasını istemiş olduğuna göre davacının bu Kanunun 46. maddesi hükmünden yararlanması mümkündür. Bu itibarla, 46. maddenin son fıkrası hükmüne göre davanın süresinde açılmış olduğunun kabulü gerekir. İddia ve savunma çerçevesinde toplanan deliller değerlendirilerek 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre iktisap şartlarının doğup doğmadığının saptanması ve aynı Kanunun 46. maddesi hükmü gözönünde tutularak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve 8500 Lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.