Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1989/13704
K: 1989/14728
T: 14.12.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • SURİYE UYRUKLULARA AİT TAŞINMAZLARLA İLGİLİ DAVALAR
  • ZAMANAŞIMI
ÖZET: Bir  Türk'ün,  Suriyeli'ye  ait  Türkiye'de  bulunan taşınmazı gerek bir  muameleyle ve gerekse zilyedlik yoluyla iktisabı mümkün değildir.
(2644 s. Tapu K. m. 35, 36)
(743 s. MK. m. 639/1-2)
(1062 s. MBK. m. 1)
 
Meleki ile Hazine  ve  Belediye  Başkanlığı  aralarındaki  tapu  iptali  ve  tescil  davasının reddine  dair,  (Hatay  2.  Asliye  Hukuk  Hakimliği)nden verilen 5.6.1989 gün ve 97/398 sayılı  hükmün  duruşma  yapılması  suretiyle  Yargıtay'ca  incelenmesi davacılar tarafından istenilmiştir.  Dosya  incelenerek  işin  duruşmaya  tabi olduğu anlaşılmış ve hazır bulunan sözlü  açıklaması  dinlendikten  sonra  duruşmaya  son  verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar, nizalı taşınmazın Suriye uyruklu Abdullah'a  ait  iken  murisleri  anneleri tarafından  75 yıl önce haricen satın alınmış olduğunu, ancak, Fransızlar zamanında yapılan kadastro ile Abdullah  adına  tapuya  tescil  edilmiş  olduğunu,  harici  satış  ve  zilyedlik sebebiyle  kendilerinin  iktisap  etmiş  olduğunu  ileri  sürerek  Suriye uyruklu üzerindeki 251 parsele ait kaydın iptali ile kendi adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davaya, Suriye uyrukluyu  temsilen  Hazine  temsilcisi  girmiş  ve  Suriye uyruklulara  ait  menkul  ve  gayrimenkul mallara kararnamelerle vaziyet edilmiş olduğu, bu itibarla harici  satış  ve  zilyedliğin  geçerli  olamayacağı  ileri  sürülmek  suretiyle  davanın reddine  karar  verilmesi  istenmiştir.  Mahkemece,  aynı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de Hatay 1939 yılında  Türkiye'ye  ilhak  edilmiştir.  1939  yılına kadar,  Hatay'da  Suriye  hukuk  düzeni  uygulanmakta  idi.  Kökleşmiş  Yargıtay İçtihatlarına göre,  o  tarihlerde Suriye'de gayrimenkuller hakkında arazi kanunu hükümleri uygulanmakta idi.  Arazi  Kanununa  ve  Suriye  mevzuatına  göre tapulu bir gayrimenkulün haricen satışı geçerli bulunmamaktadır. Satış için bir belge  ibraz  edilemediğine  göre  satıştan sözedilmesine  olanak  bulunmamaktadır. Zilyetlik meselesine gelince: Arazi Kanununa göre, arazide  10  yıllık  müruruzamanla  iktisap  mümkün  idi.  Ancak  bu kanuna göre mülk olan gayrimenkulün  zamanaşımı  yoluyla  kazanılması  mümkün  değildi.  O  itibarla tapu maliki Abdullah'ın  1914  yılında  ölmüş  olduğu  kabul  edilse  bile,  1939 yılına kadar davacıların murisinin  veya  kendilerinin  zilyedliği  iktisap  açısından  hukuki  sonuç doğuramamaktadır. İlhaktan  sonra  uyuşmazlığa Türk Hukuk Mevzuatının uygulanması gerekir. Suriye'de bulunan Türk  uyrukluların  malları  hakkında  Fransız  Hükümeti  ile  1939  yılından  sonra yapılan anlaşma  bir  sonuç  vermemiş ve Fransızlar Suriye'de bulunan Türk uyruklulara ait malları iadeye  yanaşmamışlardır.  Bunun üzerine Türk Hükümeti'nce 1062 sayılı Mukabeleyi Bilmisil Kanununun 1. maddesi  hükmüne  dayanılarak  1941  tarihinden  itibaren  Suriyeli'lerin Türkiye'de bulunan malları hakkında  kararnameler  çıkarılmış  ve  misilleme olarak Suriyeli'lerin Türkiye'deki mallarına tasarrufları  yasaklanmıştır.  Bu  durum  1966  yılına kadar  devam  etmiş,  1966  yılında çıkarılan ve tamamen kanun hükmünde olan 6/7104 sayılı Kararnamenin  1.  maddesi  ile  de  Suriye uyruklu bütün gerçek ve tüzel kişilerin taşınır ve taşınmaz  mallarının  Hazinece  el  konulması  kararlaştırılmıştır.  25.9.1967  gün ve 6/8890 sayılı  Kararname  ile  de,  Suriyeli'lerin Türkiye'de bulunan taşınmazları hakkında daha önce konulmuş olan sınırlamaların devam ettiği  belirtilmiş  ve  bunların  harita  ve  krokileri yapılıp tesbit edilmesi ve Suriyeli'ler aleyhine açılan davalarda  Hazine'nin  davaya katılması öngörülmüştür. Şu hale göre, 1941 tarihinden itibaren Suriyeli'lerin Türkiye'deki taşınmazları  üzerindeki  tasarrufları  önlenmiş,  1966  yılında  ise  Devletçe  bu mallara  vaz'iyet  edilmiştir.  Bu taşınmazların MK.nun 639/1. veya 2. maddeleri hükümlerine göre Devletçe vaz'iyet  tarihi  olan  1966  tarihine  kadar  Türk  uyruklu  tarafından  iktisap edilmeleri  mümkündür.  Ancak bunun için 2644 sayılı Tapu Kanununun 35 ve 36. maddesindeki şartların  zilyed  lehine  oluşmuş  olması  gerekir.  Tapu  Kanununun  35. maddesine göre, yabancıya  ait  bir  taşınmazın  bir  işlemle  yahut  işgal  suretiyle zamanaşımı yoluyla iktisap edilebilmesi  için,  yabancının  mensup  olduğu  Devletle  Türkiye  arasında  yapılmış  bir karşılıklılık anlaşmasının bulunması gerekir.  Suriye  ile  Türkiye  arasında  karşılıklılık şöyle  dursun,  devamlı  Suriye'de  bulunan mallar için anlaşmazlık çıkmış ve mütekabiliyet kabul  edilmemiştir.  Bu  durumda, bir  Türk'ün  Suriye'liye  ait Türkiye'de bulunan taşınmazı gerek  bir  muameleyle  ve  gerekse  zilyedlik  yoluyla  iktisabı  mümkün bulunmamaktadır. 1966'dan  itibaren  ise  tamamen  bu tür mallara tasfiye amacıyla Devletçe vaz'iyet edildiğine göre,  artık  zilyetlik  yoluyla  kazanma  sözkonusu  olamayacaktır.  O  itibarla 1939 tarihinden itibaren  MK.nun  639/2.  maddesine  göre davacıların zilyedliği mevcut olsa bile, bu durum iktisap bakımından davacılar lehine bir sonuç doğurmayacaktır. Bütün bu sebeplerle davanın reddi netice itibariyle doğru  olmaktadır.  Temyiz  itirazlarının  reddi  ile  usul  ve  yasaya uygun  olan  hükmün  (ONANMASINA)  ve  Yargıtay  duruşması  için takdir edilen 24.800 lira avukatlık  ücretinin  davacılardan  alınarak  duruşmada  vekil  ile  temsil  olunan  Hazineye verilmesine  ve  3500  lira  peşin  harcın  onama  harcına mahsubuna, 14.12.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini