 |
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E:1988/14395
K:1988/14540
T:07.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : 3402 sayılı yeni Kadastro Yasasının geçici 4/3. maddesinde öngörülen bir yıl süreli dava hakkı; önceden hak düşürücü süreye bağlı olmayan ve dava açmak için yeni bir süre getirilmiş olaylar hakkındadır.
(2613 s. Kadastro K m. 22/H)
(3402 s. Kadastro K m. 12,geçici m. 4/3)
M.Yaşar ile Hazine ve Karakoç Köyü muhtarlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair, (Boğazlıyan ikinci Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 8.7.1988 gün ve 39/291 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı kadastrodan önceki sebebe dayanarak Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Hazine adına yapılan tescil 2613 sayılı Yasanın 22/H maddesine dayanmaktadır. Bu maddeye göre zilyetliğe dayanan davaların 10 yıllık süre içinde açılması gerekmektedir. Aksi takdirde açılan dava hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle reddolunur. Her ne kadar 3402 sayılı Yasanın geçici 4. maddesinin 3. fıkrasında, 2613 sayılı Kanuna göre tesis edilen tapu kayıtlarının iptalinin istenmesi halinde 10 yıllık süre geçmiş olsa bile 1 yıllık yeni dava açma süresi kabul edilmiş ise de, anılan hükmün olayımızla ilgisi bulunmamaktadır. Zira bu hüküm önceden hak düşürücü süreye tabi olmayan, fakat aynı yasanın 12. maddesi hükmüne göre dava için yeni bir süre getirilmiş olan olaylar hakkındadır. Oysa esasen Hazine adına yapılan tescilde tescil sebebine göre bu surette teessüs eden kaydın iptali hakkında açılacak davalar 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi tutulmuştur. Bu durum 3402 sayılı Yasa ile yeniden getirilmiş bir süre olmadığından önceden düşmüş olan hakların yeni kanunla canlandırıldığı düşünülemez. Bu itibarla geçici 4. maddenin 3. fıkrasının, 2613 sayılı Yasanın 22/H maddesine göre oluşturulan tescillerle ilgisi bulunmamaktadır. Davada zilyetliğe dayanıldığına ve daha önce 2613 sayılı Yasanın 22/H maddesine göre bu tür davalar 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi tutulduğuna ve olayımızda tescil tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiğine göre davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) 7.11.1988 tarihinde oybirliği ile karar verildi.