 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 2001/10464
K: 2001/11744
T: 7.6.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YIKICI ÖLDÜRÜCÜ SİLAK KAÇAKÇILIĞI ( Görevli Mahkemenin Belirlenmesi )
- PATLAYICI MADDE ATMAK ( Görevli Mahkemenin Belirlenmesi )
- GÖREVLİ MAHKEME ( Yıkıcı Öldürücü Ateş Etme Eyleminin Toplu veya Teşekkül Halinde İşlenmesi Durumunda Yargılamanın Devlet Güvenlik Mahkemesinde Yapılması )
- TOPLU VEYA TEŞEKKÜL HALİNDE YIKICI ÖLDÜRÜCÜ ATEŞ ETME ( Görevli Mahkemenin Devlet Güvenlik Mahkemesi Olması )
- DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİNİN YETKİSİ ( Yıkıcı Öldürücü Ateş Etme Eyleminin Toplu veya Teşekkül Halinde İşlenmesi Durumunda Yargılamanın Devlet Güvenlik Mahkemesinde Yapılması )
2845/m.9
3713/m.4,5,17
765/m.264
DAVA : Patlayıcı madde atmak suçundan hükümlü Muharrem ... un TCK.nun 264/6-8. maddeleri uyarınca verilen 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasının infazında tereddüt üzerine Ankara 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 18.5.1998 tarih, 1998/ 139 sayılı, infazın 647 Sayılı Kanunun 19 ve Ek 2. maddelerine göre yapılmasına iliş-kin
karara itirazın kabulü ile hükümlünün şartla salıverilmesinde 3713 Sayılı Kanunun 17. maddesi uygulanması konusundaki ( ANKARA ) 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahke-mesinin 22.5.2998 tarih, 1999/111 D.iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak,
2845 Sayılı Kanunun 9 ve 3713 Sayılı Kanunun 4. maddeleri hükümleri gereğince, TCK.nun 264/6-8. madde ve fıkraları uyarınca patlayıcı madde satmak suçundan verilen cezanın 3713 Sayılı Kanunun 5. maddesinin uygulanmasını gerektirmedi-ğinden, benzer bir konudaki Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 18.10.1999 tarih, 1999/1437 esas, 1999/3395 sayılı kararı ile de kabul edilmiş olması karşısında, hükme konu eylemin, hükümlü hakkında anılan kanunun 17. maddesinin uygulanmasını gerektiren, kanun kapsamındaki suç niteliğinde bulunmadığı gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine yazılı biçimdeki kararda isabet görülmediğinden bahisle CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16.5.2001 gün ve 17117 sayılı yazılı emirle bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığından 29.5.2001 gün ve YE/72391 sayılı tebliğnamesi ile dairemize tevdi kılınmakla incelendi:
KARAR : A-İNCELEME: Muharrem Kurşunun Ankara 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahke-mesinin kararıyla Silahlı çete TİKB örgütünün sair efradı olmak suçundan TCK.nun 168/2, 3713 Sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince 15 yıl ağır hapis ve bomba atmak suçundan da TCK.nun 264/6, 3506 Sayılı Kanunun ek 1 ve TCK.nun 264/8. maddeleri gereğince de 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına mahkum edilip infaza alındığı, ikinci suçuna ilişkin mahkumiyetinin infazından tereddüte düşülmesi üzerine Çankırı C.Başsav-cılığının talebi üzerine Ankara 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 18.5.1998 gün ve 1998/139 D.iş sayılı kararı ile TCK.nun 264. maddesine muhalefetten verilen cezanın 647 Sayılı Kanunun 19 ve ek 2. maddelerine göre yapılmasına karar verildiği, bu karara Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi C.Başsavcılığının itirazı üzerine Ankara 1. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 22.5.1998 gün ve 1998/111 D.iş sayılı kararı ile 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin kararının kaldırılarak cezanın infazının 3713 Sayılı Yasanın 17. maddesine göre yapılmasına karar verildiği, bu karara karşı da infazın 3713 Sayılı Kanunun 17. maddesinin uygulanmasında isabet olmadığı düşüncesiyle Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 22.5.1998 gün ve 1998/111 D.iş sayılı kararının bozulması için yazılı emir yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
B-DEĞERLENDİRME: 3713 Sayılı Kanunun şartla salıvermeyi hükme bağlayan 17. maddesinin ( Bu kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanlar... ) tanımlanması ile başladığı, aynı yasanın 3. maddesi ( terör suçları ) matlabı altında TCK.nun hangi maddelerine giren suçların terör suçu sayıldığını sınırlı olarak belirlediği, terör amacı ile işlenen suçları tadat eden 4. maddesi ( a ) bendinde yine TCK.nun muayyen maddelerine işaret edip ( b ) bendinde Devlet Güvenlik Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki 2845 Sayılı Kanunun 9. maddesinin ( b ), ( c ), ( e ) bentlerinde yazılı suçlara atıfta bulunduğu görülmektedir. İnfazı tereddüt yaratan mahkumiyet TCK.nun 264/6-8 madde ve fıkralarına göre hükmedilen 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına ilişkindir.
2845 Sayılı Kanunun 9/b maddesinde TCK.nun 264. maddesinde yazılı suçun toplu veya teşekkül halinde işlenmesi durumunda yargılamanın Devlet Güvenlik mahkemesinde yapılacağı, bu koşullarda, terör amaçlı suç kavramına gireceği öngörülmüş ise de, TCK.nun 264. maddesinin sadece toplu veya teşekkül sözcüklerini içeren ( 2 ) ve ( 3 ) bentlerinin bu kapsamda değerlendirilebileceği içtihatlarla istikrar kazanmış, ceza tatbikatında bu bentlerin ihlali halinde 3713 Sayılı Kanunun 5. maddesinin uygulanabilirliği kabul edilmiş, aynı maddenin diğer bent ve fıkralarına muhalefet hali terör suçu ya da terör amaçlı suç olarak telakki edilmemiş, nitekim Ankara 2 nolu Devlet Güvenlik mahkemesinin kesinleşen hükmünde TCK.nun 264/6-8 madde ve fıkralarıyla tertip olunan ceza, Terörle Mücadele Kanununun 5. maddesiyle arttırılmayarak bu yasa kapsamı dışında mütalaa edilmiştir. Hükümlünün ayrıca TCK.nun 168/2. maddesine muhalefet suçundan mahkum edilmiş olması itibariyle organik bağ kurularak ikinci eylemine de terör suçu vasfı izafe edilemez. 3713 Sayılı Kanunun 17. maddesi açıkça bu kanun kapsamına giren suçlardan mahkumiyet halindeki infaz biçimini sınırlı koşulla yaptırıma bağlamıştır. İçtima çözülerek TCK.nun 168/2, 3713 Sayılı Kanunun 5. maddesiyle hükmedilen 15 yıl ağır hapis cezasının infazında meşruten tahliye 3713 Sayılı Kanunun 17. maddesine göre, TCK.nun 264/6-8. madde ve fıkralarıyla hükmedilen 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasının infazında şartla tahliye 647 Sayılı Kanunun 19 ve ek madde 2ye göre yapılmalıdır.
SONUÇ : Yazılı emre atfen düzenlenen tebliğname münderecatı varit bulunmakla, Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından itiraz üzerine verilen 20.5.1998 gün ve 1998/111 D.iş sayılı kararın CMUK.nun 343. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), bozma gereğince müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına 7.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.