 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
Esas no: 2000/2933
Karar no: 2000/6507
Tarih: 13.4.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
6136 SAYILI YASAYA AYKIRI EYLEM
Karar Özeti: Henüz ruhsata bağlanmamış olmakla birlikte, yasal olmamasına rağmen terör bölgelerindeki geçerli uygulamaya göre seri nosu kayda alınıp kullanılması için gönüllü köy korucusuna teslim edilen silahı, kişisel ve keyfi bir davranışla alan sanık Astsubayın eylemi, TCK.nun 228. maddesinde yaptırıma bağlanan suç tipini oluşturur.
(765 s. TCK.m.228)
6136 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Ramazanın yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne ve suça konu silahın sahibine iadesine dair (Ceylanpınar Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 23.12.1998 gün ve 56 esas, 177 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık ve C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 21.2.2000 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
C. Savcısı sanık lehine olarak temyizinden vazgeçtiğinden inceleme sanığın temyizine hasredilmekle yapılan incelemede;
A. Kadir'ın gönüllü köy korucusu olup, STO 9 mm. kalibreli makineli tabancasının henüz, ruhsata bağlanmamış olmakla birlikte, yasal olmamasına rağmen terör bölgelerindeki geçerli uygulamaya göre seri nosunun kayda alınıp kullanılmasına göz yumulduğu, bu silahı A. Kadir'de gören Ceylanpınar Muratlı J. K. K. sanık Astsubayın bir beyanına göre kişinin bu tabancayla kaza çıkarma olasılığı gibi mantıksal dayanağı olmayan bir nedenle, bir beyanına göre de ruhsat işlemlerinin tamamlanması beklentisi nedeniyle bu tabancaya (bende dursun) ifadesiyle el koyup aldığı, sonradan ibraz edilen el koyma tutanağının mahkemece düzmece kabul edildiği, doğruluğu düşünülse bile bu tutanağın 14.9.1996 tarihli olup 4178 sayılı Yasa uygulamasının 4. 10.1998 tarihinde başlatıldığı, sanığın bu tabancayı 1-1,5 aylık süre zarfında nerede muhafaza ettiği konusunun Mahkemece çözümlenemediği (ya üzerinde ya bilinmeyen bir yerde, ya da Askeri Silah deposunda saklanmış olacağı) şeklinde duraksamalı bir değerlendirme yapıldığı anlaşılmış, bu mütereddit yargıya rağmen sanığın silahı bulundurma kastıyla aldığı kabul edilip, eylemin 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçunu oluşturacağı gerekçesiyle bu suçtan mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Sanık Mahkemenin hükmün gerekçe bölümünde de kısmen belirtildiği gibi terör olgusuna sığınıp, devlet güvencesi kullanarak kişisel ve keyfi bir davranış içerisine girmiştir. Askeri İç Hizmet kanunun esprisi ve sanığın görev konumu dikkate alındığında, ruhsatsız silah bulundurma suçunun öğelerinin oluştuğunun kabulü olanaklı değildir. Maddi fiili görevde yetkiyi kötüye kullanarak bir kişi hakkında keyfi işlem yapma biçiminde bir sınırlama içersinde kalmıştır. Eylem başka bir suç normuyla değerlendirilebilecek boyutta somut bulgularla kanıtlanamamıştır. Bu fiili ve hukuki duruma göre kamu gücünü elinde bulunduran kişinin kişisel hakları keyfi surette ihlali belirlendiğine ve sanığın adli görev kimliği altında bu davranış biçimini sergilediğine göre eyleminin tümüyle TCK.nun 228. maddesinde yaptırıma bağlanan suç tipini oluşturacağının kabulü zorunludur.
Açıklanan nedenlerle suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı biçimde uygulama yapılmış olması bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün (BOZULMASINA), 13.4.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.