 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
Esas no: 2000/11410
Karar no: 2001/13402
Tarih: 3.7.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2004/m.337,354,366
765/m.102,264
4616/m.1
Mal beyanında bulunmamaktan sanıklar ... un yapılan yargılanmaları sonunda; İİK.nun 337. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezasıyla hükümlülüklerine dair İstanbul 10. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 31.8.1999 gün ve 2331 esas, 1 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 10.5.2000 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR :
1- Sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmünün temyizine gelince;
Hüküm tarihinden inceleme tarihine kadar 29.3.1939 tarih ve 22/31 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı ve TCK.nun 102/6. maddesinde öngörülen 6 aylık asli zaman aşımının dolmuş bulunduğu görüldüğünden, sair yönler incelenmeksizin hükmün bu nedenden dolayı İİK. nun 366. maddesi gereğince istem gibi ( BOZULMASINA ), CMUK.nun 322/1 ve TCK.nun 102/6. maddeleri uyarınca davanın ( ORTADAN KALDIRILMASINA ),
2- Hükümden sonra şikayetçi vekilinin sanık .... hakkında vermiş olduğu 13.3.2000 tarihli dilekçesi ile şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, bu sanık yönünden İİK.nun 354. maddeleri gereğince mahallinde bir karar verilmek üzere dosyanın istem gibi tetkiksiz Yargıtay C.Başsavcılığına ( İADESİNE ) 6.7.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.leştiği 27.1.2000 tarihinden başlayarak infaz edilmekte olduğunun hükümlü lehine olarak kabulü gerekeceği gözetilmeksizin, infaz başlangıcının birleştirme-toplama karar tarihi olan 12.12.2000 olduğu yolundaki kabule ve gerek- çeye dayalı yazılı biçimdeki karara itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülme- diğinden bahisle CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22.6.2001 gün ve 22401 sayılı yazılı emirle bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığından 28.6.2001 gün ve YE/96580 sayılı tebliğnamesi ile dairemize tevdi kılınmakla incelendi.
Dairemizin 27.4.2001 gün ve 8052-9840 sayılı kararı ile hükümlünün şartla salıverilme hükümlerinden yararlanıp-yararlanmadığının belirlenmesi için gerekli bilgileri içeren belgenin içerisine konmasından sonra iadesi istenen dosyanın söz konusu belgelerle birlikte dairemize gönderilmiş olduğu anlaşılmakla, yeniden yapılan incelenmesi sonucunda;
Hükümlünün Göynük Asliye Ceza Mahkemesinin 15.4.1997 gün ve 1997/16 müt. sayılı kararı ile 20.4.1997 gününde; Üsküdar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 6.3. 1998 tarih ve 1998/37 müt. sayılı kararı ile de 9.3.1998 tarihinde şartla salıverilme hü-kümlerinden yararlanmış olduğu anlaşılmıştır. 4616 Sayılı Yasanın 1/6. madde ve bendi hükmü uyarınca daha önce şartla salıverilme hükümlerinden yararlandığı halde yeniden suç işleyerek hüküm giyenler bu madde hükümlerinden yararlanamazlar. Hükümlünün yukarıda belirtilen şartla salıverilme tarihlerinden sonra 15.11.1997 tarihinde işlediği suçlarına ilişkin Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesini 2.4.1998 gün ve 1177-340 sayılı kararı ile 6.1.1999 gününde işlediği suçlarına ilişkin Kartal 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.6.1999 gün ve 398-744 sayılı kararındaki mahkumiyetleri nedeniyle 4616 Sayılı Yasa hükümlerinden yararlanması mümkün değildir. Her ne kadar bu ilamlardaki TCK.nun 264/7. maddesine ilişkin hükümlülüğü dışındaki cezaları yönünden 4616 Sayılı Yasadan yararlandırılıp tahliye kararı verilmiş ise de; İnfaz hükümleriyle ilgili olarak kazanılmış hakkın söz konusu olamayacağı, hükümlünün tutukluluk ve hükümlülükte geçirdiği süre ile ceza süresi gözönüne alındığında 647 Sayılı Yasanın 19 ve 2148 Sayılı Yasa ile anılan yasaya eklenen Ek. Madde 2. hükümlerinde öngörülen şartla salıverilmeden yararlanma süresinin de henüz dolmadığı anlaşıldığından yazılı emre dayanan tebliğname içeriği bu nedenle yerinde görülmemekle, yazılı emirle bozma isteminin ( REDDİNE ), dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına gönderilmesine 3.7.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.