 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
Esas No: 1998/8817
Karar No: 1998/10786
Tarih: 9.7.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- CÜRÜM İŞLEMEK İÇİN TEŞEKKÜLOLUŞTURMAK
KARAR ÖZETİ: Hakkında soruşturma başlatıldığı tarihte Milletvekili olan sanığın, Milletvekili olmadan önce memuriyet dönemi sırasında işlediği cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan dolayı hakkındaki soruşturma, Memurin Muhakematı Hakkındaki Yasa hükümlerine göre yapılmalı, yasal ve doğal mahkemesinde yargılanmalıdır.
(765 s. TKC. m. 313)
Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak, gıyabi tutuklu sanığın gizlenmesine yardım, memuriyet görevini Kötüye kullanmaktan sanık Mehmet Kemal'in yapılan yargılanması sonunda: tüm suçlardan dolayı mahkemenin görevsizliğine dair (İstanbul Altı Nolu Devlet Güvenlik Mabkemesi)ndenverilen 4.5.1998 gün ve 43 esas, 49 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'da incelenmesi İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı ve C. Savcıları tebliğname ile 22.6.1998 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
Sanık Mehmet Kemal'in, 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Yasaya ekli 1 sayılı cetvele göre; 8.7.1998 gün ve 93-4610 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile E....Valiliğinden Emniyet Genel Müdürlüğüne atandığı, atama kararının 9.7.1993 tarihli Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandığı,
Bu tarihte göreve başlayan sanığın, 30.10.1995 günü görevinden ayrılarak siyasete atıldığı anlaşılmaktadır.
Soruşturmaya başlama tarihinde Milletvekili olan sanık hakkında DGM. Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen fezlekede dokunulmazlığın kaldırılması kararında ve kamu davasının temeli olan 9.2.1998 günlü iddianamede; Suç oluşturduğu iddia olunan eylemleri birer birer tanımlanmış, suçlamanın tamamının Emniyet Genel Müdürlüğü dönemiyle sınırlandırıldığı vurgulanmıştır.
Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçu mahkemenin değerlendirdiği kriterlerde mütemadi suç özelliği taşımamaktadır.
CMUK.nun 150/1. madde ve fıkrasında tahkikat ve hükmün yanlız iddianamede beyan olunan suça ve suçlanan kişiye hasredileceği, 2. fıkrasında bu sınır içerisinde mahkemelerin hareket, hak ve görev bağımsızlığı olacağı hükme bağlanmış, yine aynı Yasanın 257/1. madde ve fıkrasında hükmün konusunun duruşmanın sonucuna göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olacağı açıklanmıştır.
Mahkemenin hukuki değerlendirme ve görevsizlik kararına dayanak aldığı gerekçesinde bu sınırları aşarak suç norumlarını sanığın Bakanlık görevini ifa dönemine taşıdığı gözlemlenmektedir. Bu itibarla, sanığın Anayasa'nın 148. maddesine dayanılarak Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmasını öngören görevsizlik kararı yasal bulunmamaktadır.
Sanık suç tarihlerindeki sıfat ve görevi itibariyle (ba iradei seniye ile mansup) milli irade ile atanmış memur statüsündedir.
Hakkındaki soruşturmanın 4 Şubat 1329 tarihli Memurun Muhakematı Hakkındaki Yasa hükümlerine göre yapılması yasal ve doğal mahkemesinde yargılanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenler ve gerekçeye göre CMUK.nun 359. maddesi gereğince "Usule ait işlemlerin durdurulmasına" karar verilmesi gerekirken, değişik gerekçeyle son karar niteliğinde görevsizlik kararı verilmesi usul ve Yasaya aykırı görülmekle bu kararın CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 9.7.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.