Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E. 1997/15583
K. 1997/16923
T. 3.12.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • ÖZEL İNDİRİM
 
KARAR ÖZETİ : Tutuklu iken firar eden hükümlü, 647 saydı Kanuna 2148 sayılı Kanunla eklenen ek madde 2'de öngörülen her ay için 6 günlük özel indirimden yararlanır.
 
(647 s. CİK. ek m. 2)
 
Muhtelif oto hırsızlıkları ve firar suçlarından Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.12.1994 gün ve 1994/351 esasla 1994/içtima sayılı kararı ile içtimaen (3) yıl (8) ay ağır hapis ve (9) yıl (67) ay (28) gün hapis cezasına hükümlü Muharrem ve Ayşe'den olma 1963 doğumlu Zülküf'ün 18.5.1997 tarihinden itibaren şartla tahliyesine dair, (Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi) nden verilen 16.5.1997 gün ve 1997/109-109 değişik iş sayılı karara karşı hükümlünün firar etmiş olması nedeniyle ayda 6 günlük özel indirimden yararlanamayacağı, infazın eksik yapıldığı gerekçesiyle vaki itirazın reddine mütedair, (Burhaniye) Ağır Ceza Mahkemesinin 29.9.1997 gün ve 1997/221 müteferrik sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 3.11.1997 gün ve 31232 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası Yargıtay C. Başsavcılığının 6.11.1997 gün ve 111238 sayılı ihbarnameyle Yargıtay ikinci Ceza Dairesi'ne tevdi edilmiş, mezkur Yüksek Dairenin 12.11.1997 gün ve 16595/15099 esas ve karar sayılı görevsizlik kararına merbuten Dairemize intikal ettirilmiş olmakla incelendi:
 
A- Mezkur İhbarnamede:
 
Adı geçen Zülküf'ün Bursa (E) Tipi cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada 18.11.1992 tarihinde firar etmiş olması nedeniyle Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 1.6.1994 gün ve esas 1992/310, karar 1994/114 sayılı kararıyla 3 yıl 8 ay ağır hapis cezasına mahkum edildiği cihetle 647 sayılı Kanuna 2148 sayılı Kanunla eklenen Ek 2. maddesinin son fıkrası ve cezaların infazına dair Tüzüğün 245/B maddesi hükümleri karşısında, ayda 6 günlük özel indirimden yararlanamayacağı, açık ya da yarı açık cezaevine ayrılma kararının mevcudiyetinin yararlanmanın ön şartı sayılamayacağı gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı olduğu şekilde reddine karar ittihazında isabet bulunmadığı gerekçesiyle, Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 29.9.1997 gün ve 1997/221 Müt. sayılı kararının CMUk.nun 343. maddesi gereğince bozulması lüzumunun Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 3.11.1997 gün ve 31232 sayılı yazılı emirlerine müsteniden ihbar ve tebliğ olunduğu,
 
B- İncelemeli Değerlendirmede:
 
Hükümlü Zülküf hakkında müteaddin kereler içtima ettirilip, çözülen ve yeniden içtima ettirilen Bursa, Mudanya ve Gemlik Mahkemelerinden verilmiş yedi ayrı ilama dayalı mahkumiyet kararları bulunduğu, infazın Balıkesir Kapalı Cezaevinde tamamlandığı, meşruten tahliye tarihi itibariyle Balıkesir ve Bursa infaz savcılıkları arasında ihtilaf doğduğu anlaşılmakla, değişik infaz uygulamaları bakımından ayrıntılı inceleme yapıldığında;
 
1- Suç tarihi 03.08.1992 olan ve Mudanya Asliye Ceza Mahkemesinden hırsızlık suçundan verilip, 12.11.1992 tarihinde kesinleşen 1 yıl 9 ay hapis cezasına ilişkin ilamın 9.12.1992 tarihinde infaza verildiği, Zülküf'ün bu suçtan 7.8.1992 tarihinde tutuklanıp 18.11.1992 tarihinde henüz hüküm kesinleşmeden ve tutuklu iken Mudanya Kapalı Cezaevinden firar ettiği, 21.11.1992 tarihinde yakalanıp 23.11.1992'de yeniden kapatıldığı,
 
2- Suç tarihi 27.12.1991 olan ve Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinden konut dokunulmazlığını bozmak ve tehdit suçlarından hükmedilip 11.3.1993 tarihinde kesinleşen 6 ay 18 gün hapis cezası,
 
3- Suç tarihleri 31.3.1991, 1.4.1991, 2.4.1991 olan Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinden hırsızlık suçundan verilip, 8.6.1993 tarihinde kesinleşen 2 yıl 12 ay hapis cezası,
 
4-Suç tarihi 2.9.1991 olan Mudanya Asliye Ceza Mahkemesinden hırsızlık suçundan verilip, 3.12.1993 tarihinde kesinleşen 1 yıl 2 ay hapis cezası,
 
5- Suç tarihi 20.8.1991 olan Gemlik Asliye Ceza Maskesinden hırsızlık suçundan verilip, 6.10.1994 tarihinde kesinleşen 4 yıl 6 ay hapis cezası,
 
6- Suç tarihleri 1990 yılı 4 ve 5. ayları olan Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesinden hırsızlık suçlarından verilip 27.4.1994 tarihinde kesinleşen 1 yıl 32 ay 10 gün hapis cezası,
 
7- Suç tarihi 19.11.1992 olan Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinden tutuklu iken firar suçundan verilip 9.6.1994 tarihinde kesinleşen 3 yıl 8 ay ağır hapis cezası,
İlamlarının bulunduğu.
 
En son Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.12.1994 gün ve 351 müt. sayılı kararıyla içtima ettirilerek 3 yıl 8 ay ağır hapis ve 9 yıl 67 ay 28 gün hapis cezası olarak infaza alındığı,
 
Müddetname tanziminde: İnfaz sistemine göre ağır hapis, hapis, hafif hapis farkı gözetilmediğinde, infazı gereken toplam cezanın (3 yıl 8 ay + 9 yıl 67 ay 28 gün) = 12 yıl 75 ay 28 gün olarak hesabı gerekeceği güne tahvilinde bilhesap
 
12x365=4380
 
75x30= 2250
 
lx28=28
 
6658
 
güne tekabül edeceği saptanmış, hükümlünün nezarette kaldığı 8 gün, beraat ettiği suçlardan tutuklanıp da mahsubuna karar verilen 216 gün ve mahkum edildiği suçlardan tutuklulukta geçirdiği 406 gün, cem'an 630 günün mahsubu gerekeceği, yatması gereken bakiye sürenin 6658-630= 6028 gün olup, 16 yıl 188 güne tekabül ettiği, 21.11.1992 günü infaza başlandığına göre bihakkın tahliye tarihinin 28.5.2009 olarak belirlendiği, bu tarih Bursa C. Savcılığının müddet namesinde 2.6.2009 olarak gösterilmiş ise de aradaki 5 günlük farkın sonradan kanıtlanan artık nezaret günlerinden kaynaklandığı gözlemlenmiştir.
 
Meşrüten tahliye tarihinin saptanmasına gelince; Hükümlünün mahkumiyet ilamlarındaki suç tarihleri ve firar durumu nazara alındığında 3 ayrı infaz uygulaması zorunluluğunun doğduğu;
 
1- (2, 4, 5, 7) sayı ile gösterilen ilamlardaki hürriyeti bağlayıcı ceza toplamının 8 yıl 22 ay 18 gün olup, 647 sayılı Kanunun 19/1 ve 647 sayılı Kanuna 2148 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 2'ye,
 
II- (3 ve 6) sayı ile gösterilen ilamlardaki ceza toplamı 3 yıl 44 ay 10 günün suç tarihleri itibariyle, 3713 sayılı Kanuna eklenen Ek Geçici madde 1 /sona,
 
III- (1) sayı ile gösterilen ilamdaki 1 yıl 9 ay hapis cezasının firar nedeniyle 647 sayılı Kanunun 19/2 ve 3653 sayılı Kanuna göre işleme tabi tutulması gerekeceği,
 
Ancak, (III) nolu infaz konusu itibariyle hükümlünün ayrıca 647 sayılı kanuna 2148 sayılı Kanunla eklenen ek madde 2'den istifade edip-etmeyeceği hususunda tereddüt doğduğu anlaşılmıştır.
 
Hesaplama Tablosu:
 
1- Ceza süresi 8 yıl 22 ay 18 gün olup, tamamı güne kalbedildiğinde 3598 gün olacağı, 647 sayılı Kanunun 19/1 maddesine göre 1/2 oranında tenzilen 1799 gün kalacağı, bu sürede 59 ay 27 günün bulunduğu, 2148 sayılı Kanuna göre ayda 6 günlük özel indirimin, 30 günün altındaki küsürat atıldığından 354 güne tekabül ettiği, bakiyeden çıkarıldığında 1445 günün infazı gerekip, tutukluluk süresi 630 gün düşüldüğünde kalan sürenin 815 gün ve yıl olarak ifadesinde 2 yıl 2 ay 25 gün yatması gerekeceği,
 
II- Ceza süresi 3 yıl 44 ay 10 gün olup, güne tahvilinde 2425 güne tekabül ettiği, 3713 sayılı Kanunun ek geçici madde 1/C-son maddelerine göre; 8.4.1991 tarihinden önce işlenen suçlardan olmaları nedeniyle, kayıtsız ve koşulsuz olarak 4/5 oranında yararlanacağı cihetle 1/5'inin 485 gün ve yıl olarak ifadesinde 1 yıl 4 ay yatması gerekeceği,
 
III- Ceza süresi, 1 yıl 9 ay olup, 635 güne tekabül ettiği, 3653 sayılı Kanuna göre 2/3'ünü çekmesi zorunlu bulunduğundan, 422 gün ve yıl olarak ifadesinde 1 yıl 1 ay 27 gün yatması gerekeceği,
 
2148 sayılı Yasadan istifade ettirilmesi halinde, bu sürede 14 ay 2 gün bulunduğundan 14x6=84 günün tenzili ile 338 gün ve ay olarak ifadesinde 11 ay 8 gün yatması gerekeceği,
 
(1+11+111) yatacağı süreler toplamı:
 
2 yıl 2 ay 25 gün
 
1 yıl 4 ay
 
11 ay 8 gün
 
3 yıl 17 ay 33 gün olup, 4 yıl 5 ay 28 güne tekabül ettiği, infaza başlama tarihi nezaret başlangıcı itibariyle 21.11.1992 olduğundan, bu süre eklendiğinde meşruten tahliye tarihinin 18.5.1997 olacağı ve Balıkesir İnfaz Savcılığının son müddet namesinin doğru olduğu (III) sayılı infaz nedeniyle hükümlünün 2148 sayılı Kanuna göre 14x6=84 günlük özel indirimden istifade ettirilmemesi halinde 18.5.1997 gününe bu sürenin de eklenip, meşruten tahliye tarihinin 10.8.1997 olacağı, bu tarihin Bursa İnfaz Savcılığının müddet namesinde 16.8.1997 olarak gösterildiği, gün farkının sonradan belgelenen nezaret sürelerinin noksan hesabından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
 
C- Belgelerin Tetkikinde:
 
Bursa C. Savcılığının itirazına dayanak aldığı Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 25:25991 ve 690/924 esas ve karar sayılı ilamında 8 yıl 4 ay ağır hapis cezasına hükümlü olup, bu cezası, ceza infaz kurumlarından olan Ankara Çocuk İslahevinde infaz edilirken firar eden hükümlünün 2148 sayılı Kanun ve Cezaların infazına dair Tüzüğün 245/B maddesi karşısında, ayda 6 günlük özel indirimden yararlanamayacağı öngörülmüş,
 
Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin 9.9.1996 gün ve 9038/8180 sayılı ilamlarında da, yine "11 yıl 1 ay 10 gün ağır hapis cezasına mahkum olup bu cezası Çocuk ıslahevinde infaz edilirken kaçan" hükümlü aynı içtihada konu olmuştur.
 
Oysaki yazılı emir konusu olan olayda, hükümlünün değil tutuklunun firarı söz konusudur. Zülküf 7.8.1992 tarihinde tutuklanmış, 18.11.1992 tarihinde firar etmiş, hakkındaki ilk hüküm 9.12.1992 tarihinde infaza verilmiştir. Firarı sırasında tutuklu statüsündedir. Bu husus gerek yazılı emir ihbarnamesinde, gerekse Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin firar suçundan TCK.nun 298/2-son maddesiyle müesses mahkumiyet kararı metninde açıkça belirtilmiştir. Hakkındaki disiplin cezası da sonradan kaldırılmıştır.
 
D- Yasal Normlar:
 
647 sayılı Kanuna 2148 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 2 "hükümlülerin       sözcüğü ile başlayıp akışında ve firar edenlere ayda 6 günlük indirimden yararlanmama istisnası getiren 6. fıkrasında tutuklulardan söz edilmediği gibi doğrudan doğruya hükümlüleri istihdaf ettiği de açıktır.
 
Nitekim; Ceza infaz Kurumları ile Tevkif evlerinin Yönetimine ve Cezaların infazına dair Tüzüğün, Yazılı emre dayanak alınan 245/B maddesindeki  hükümlülerden; a) Kaçanlar" biçimindeki ifadeden tutukluların amaçlanmadığı gözlemlenecektir.
 
647 sayılı Yasanın 3653 sayılı Kanunla değişik 19/2 maddesinde; Tutuklu veya hükümlülerin şartla salıverilmeleri için birinci firarlarında 2/3, ikinci firarları için 3/4 oranlarında zorunlu infaz öngörüldüğü halde, yukarıda zikredilen maddelerde tutuklu deyiminin kullanılmaması yasal eksiklik değil özellik arz etmektedir.
 
3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın Geçici 1/son maddesinde; bu hükümlüler hakkında 647 sayılı Kanunun Ek 2. maddesindeki indirim hükümleri uygulanamaz denilerek, kesin belirleme ve sınırlama getirilmesi de kimlerin Murat edildiğini açıkça göstermektedir.
 
647 sayılı Kanunun 13. maddesi, CMUK.nun 116. maddesi ve Tüzüğün 1/son, 107,124,130. maddeleri incelendiğinde; tutukluların konumları itibariyle hükümlülerden ayrı bir statüye tabi oldukları infaz rejimine bağlı olmadıkları anlaşılacaktır.
 
Tutuklu iken firar eden hükümlünün, 647 sayılı Kanuna 2148 sayılı kanunla eklenen ek madde 2'de öngörülen her ay için 6 günlük özel indirimden yararlanmasını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
 
E- SONUÇ VE KARAR:
 
Açıklanan nedenlere göre Yargıtay C. Başsavcılığının yazılı emre atfen düzenlediği tebliğnamede dermeyan olunan husus varit bulunmadığından, CMUK.nun 343. maddesi gereğince Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinden itiraz üzerine verilip kesinleşen ve sonucu itibariyle doğru olan 29.9.1997 gün ve 1997/221 müt. sayılı kararın yazılı emirle bozulması isteminin (REDDİNE), 3.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini