 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E. 1997/13604
K. 1997/15032
T. 5.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEMYİZ SÜRESİ
VEKİLİN MAHKEMEDEN ÇIKARILMASI
KARAR ÖZETİ : Disiplinel nedenle duruşmadan çıkarılan vekilin yokluğunda hüküm verildiği takdirde gıyabikararın tebliği zorunludur. Temyiz süresi gıyabi kararın tebliğinden itibaren başlar.
Vekil, disiplinel nedenle duruşmadan çıkarıldığı takdirde belli bir süre tanımıyla asile tebligat yapılmalıdır.
(1412 s. CMUK. m. 310)
(1086 s. HUMK. m. 70/2)
Mal beyanında bulunmamaktan sanık Enver'in yapılan yargılanması sonunda; İİK.nun 365/1. maddesi uyarınca müşteki vekilinin temyiz talebinin süre yönünden reddine dair (İstanbul 2. İcra Ceza Mahkemesi)'nden verilen 10.7.1997 gün ve 407 esas, 2111 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 15.10.1997 günü Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü):
Türbanlı olarak duruşmaya katılan ve türbanını çıkarması konusunda yargıç tarafından uyarılan yakınıcı vekilinin temel özgürlük ve hakkını kullandığı gerekçesiyle olumsuz tutumunda direnmesi karşısında; duruşmadan çıkarılmasına karar verilip, İİK.nun 349. maddesine dayanılarak duruşmaya katılmadığının kabulü ile şikayet hakkının düşürülmesine karar verildiği saptanmış, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 49. maddesinde "Avukatlar Mahkemelere Türkiye Barolar Birliği'nin belirteceği resmi kılıkla çıkmak zorundadırlar" hükmü getirilmiş, Türkiye Barolar Birliği "Avukatların duruşmalara başı açık olarak girmeleri gerekliğini ilkeye bağlamış", HUMK.nun 70. maddesinde de "Vekil duruşmada münasip olmayan hal ve tavırda bulunması halinde mahkemeden çıkarılır" biçiminde kesin ve buyurucu yöntem öngörülmüş olduğuna göre;
Yasa kurallara karşı eylemli olarak direnme çabasında görüntülenen ve usulen uyarıldığı halde çağdaş giyim karşıtı olumsuz davranışını kendince algılayabildiği temel hak ve özgürlük kavramına sığınarak sürdürmek isteyen vekilin, duruşmadan çıkarılmasına karar verilmesi usuli norma uygun, gerekli ve tutarlı bir uygulama ise de; bu taktirde yokluğunda hüküm verildiğinin ve gıyabi kararın tebliğ zorunluluğunun doğacağı ve herhangi bir tebligat yapılmadığına göre temyizin ıttıla üzerine ve yasal süresi içerisinde kabulü gerekeceği halde, müşteki vekilinin temyiz isteminin hükmün tefhim tarihi başlangıç alınarak süre yönünden reddine isabet bulunmadığından 10.7.1997 gün ve 2111 sayılı karar kaldırılarak esas hükme yönelik temyiz incelenmesinde;
HUMK.nun 70/2 maddesine göre vekil disiplinel nedenle duruşmadan çıkarıldığı taktirde belli bir süre tanımıyla asile tebligat yapılması zorunluluğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 5.11.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.